Logo

5. Hukuk Dairesi2023/630 E. 2023/9017 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz nedeniyle davacıların açtığı el atma tazminatı davasında, tazminat miktarının tespiti ve tapu kaydındaki vakıf şerhinin etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlar ile kıyaslama yapılarak tazminat bedelinin belirlenmesinde ve vakıf şerhinin tapudan terkin edildiğinden davacı ... yönünden ayrıca bir hüküm kurulmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/115 Esas, 2022/322 Karar (Şile Asliye Hukuk

Mahkemesinin 2017/115 Esas,2018/133 Karar sayılı)

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne, 13.12.2022 tarihli ek kararla hükmün tamamlanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacı ... haricinde kalan davacılar için hüküm altına alınan ve reddedilen, temyize konu edilen miktarlar, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibari ile Bölge Adliye Mahkemelerine ilişkin kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığından taraf vekillerinin davacı ... haricinde kalan davacılar yönünden temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

İlk Derece Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı ... yönünden temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; davacıların İstanbul ili, Şile ilçesi, ... Mahallesi, 156 ada 24 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını ve yol yapılmak suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından el atma tazminatının davalı idareden alınarak davacılara ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1.160,00 m²si hakkında 18.01.1989 tarihli ve 1989/21 sayılı kamu yararı kararı alındığını, kamulaştırma sınırları içerisinde kalan dava konusu taşınmazın kıymet takdiri raporu ve kamu yararı kararının bulunduğunu, dava konusu taşınmaz maliklerine 20 Kasım 1992 tarihli ve 05243 yevmiye ile tebligat yapıldığını ancak adres yetersizliğinden tebliğ edilemediğini ve 15.08.1993 tarihli Ortadoğu Gazetesinde ilanen tebligat yapıldığını, kamulaştırma bedeline tebligattan itibaren 30 günlük hak düşürücü sürede tezyidi bedel davası açmayan davacının dava açma hakkı olmadığını, davacıların hak sahipliği durumunun araştırılması gerektiğini, davacı yanın uzlaşma usulünü tatbik için el atıldığı iddia olunan idareye başvurmasının fiili el atmanın 1983 yılı sonrasında olması sebebiyle dava şartı olduğunu, dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, davanın esastan da reddinin gerektiğini, beyan ederek yersiz açılan davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2018 tarihli ve 2017/115 Esas, 2018/133 Karar sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2020 tarihli ve 2018/2555 Esas, 2020/737 Karar sayılı kararıyla davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın imar parseli mi yoksa kadastro parseli mi olduklarına dair bilgi ve belgeler ile Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri ilgili belediyelerden sorularak dosya kapsamına alınıp bilirkişi rapor düzenlenmesi gerekirken denetime elverişli ve inandırıcı olmayan rapor hüküm kurmaya yeterli olmadığı ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde "Hamzabey Vakfı" şerhi bulunduğu anlaşılmakla, vakfın türünün, gayri sahih vakıf olup olmadığı ve taviz bedeline tabi olup olmadığının, Vakıflar Genel Müdürlüğünden araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmeyerek İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne, 13.12.2022 tarihli ek kararla hükmün tamamlanmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı ... haricinde kalan davacılar için karar 16.06.2020 tarihinde kesinleşmesine rağmen asıl ve birleştirilen davalar yönünden kesin hüküm şartı ihlal edilerek hüküm kurulduğunu, yalnızca ... hakkında hüküm kurulması gerektiğini ve toplam 206.128,61 TL üzerinden vekâlet ücreti hesaplanması gerektiğini, kamulaştırma tazminatının %10’luk kısmının Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödenerek taşınmaz üzerindeki vakıf şerhinin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; kamulaştırmasız el atma davaları taşınmazın aynına ilişkin olduğundan bu davalarda kesinlik sınırının uygulanmayacağını, uygun emsal ile değerlendirme yapılmadığını, tazminat bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un 304 ve 305 inci maddeleri

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve el atılan taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsili ile davacı paylarının iptaliyle yol olarak terkinine ve ...'nın payına düşen bedel yönünden yapılan 13.12.2022 tarihli ek kararla hükmün tamamlanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Vakıflar Genel Müdürlüğünün 26.08.2021 tarihli yazısı ile ekte gönderilen belgelere göre taşınmazdan taviz bedelinin tahsil edildiği ve vakıf şerhinin tapudan terkin edildiği anlaşıldığından ... yönünden taviz bedeline ilişkin hüküm kurulmaması yerindedir.

4. Davacılar lehine taktir edilen vekalet ücretine ilişkin temyiz edenin sıfatı nazara alınarak aleyhe değerlendirme yapılmamıştır.

5. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Taraf vekillerinin Davacı ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi

Yönünden;

Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan reddine,

B. Taraf Vekillerinin Davacı ...'ya İlişkin Temyizi Yönünden;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ve ek kararın ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irad kaydına, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.