"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/86 Esas, 2022/288 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/148 Esas, 2021/357 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 ... ... Medenî Kanunu’nun (4721 ... Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili Kocaali ilçesi, ... köyünde bulunan kadimden beri davacının zilyet olduğu 34.000 m² yüz ölçümlü taşınmazın, Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.1991 tarihli ve 1991/232 Esas, 1991/382 Karar ... kararı ile müvekkili adına tescil edildiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan tesis kadastrosu çalışmaları neticesinde taşınmazın 20.09,04 m² yüz ölçümlü olarak 118 ada 24 parsel numarasıyla müvekkili adına tecil edildiğini, tapulu taşınmazının kadastro çalışmalarında yaklaşık 14.000 m² eksik ölçülmesi nedeniyle müvekkilinin tapu düzeltim davası açtığını, Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2015 tarihli ve 2015/8 Esas, 2015/400 Karar ... dosyası ile davanın reddedildiğini ve 15.12.2017 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili adına kayıtlı 118 ada 24 parsel ... taşınmazın tamamı hakkında DSİ Genel Müdürlüğü tarafından Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil davası açıldığını, Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/91 Esas, 2018/69 Karar ... kararı ile taşınmazın yüz ölçümü 20.029,04 m² kabul edilerek, tapu kaydının iptali ile tapudan terkinine karar verildiğini, 34.000 m²lik tapu kaydı olan taşınmazın, sadece 20.029,24 m²lik (ikinci tapu) kısmı üzerinden kamulaştırma bedeli aldığını, davacının tapusunda yaklaşık 14.000 m²lik azalma olduğunu belirterek 4721 ... Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca oluşan zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, dava değerinin 10.000,00 TL gösterildiğini, dava dilekçesinde davanın konusunun ve malvarlığına ilişkin davalarda, dava konusunun parasal değerinin, açıkça belirtilmesi gerektiğini ve bunun dava dilekçesinin zorunlu unsurlardan olduğunu bu sebeple eksik yatırılmış bulunan peşin dava harcının tamamlattırılması gerektiğini, Devletin sorumluluğundan söz edilebilmesi için tapu sicilinin tutulmasında tapu sicil müdürü ya da memurunun hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zararlı sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerektiğini, dava konusu olayda tapu sicil müdürü ya da memurunun hukuka aykırı bir işlemi söz konusu olmayıp haksız olarak ikame edilen davanın reddi gerektiğini, taşınmazın sınırları hükmen belirlendiğinden sınırlarda bir değişiklik olmayacağını, fiiliyatta kullanılan yer aynı olduğundan da davacının iddia ettiği zarar koşullarının varlığından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle,dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiş, ... köyünde bulunan taşınmazın 34.000 m² yüz ölçümlü olarak Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.1991 tarihli kararı ile davacı adına tescil edildiğini, sonrasında bölgede yapılan tesis kadastrosu çalışmaları sonucu 118 ada, 24 parsel numarasıyla 20.009,04 m² yüz ölçümü ile davacı adına tescil edildiğini, aradaki 14.000 m² fark için Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/8 esas, 2015/400 karar ... dosyası ile görülen davanın reddedilip 15.12.2017 tarihinde kesinleştiğini, sonrasında taşınmazın tamamı için kamulaştırma kararı alındığını, 34.000 m² üzerinden tapu kaydı sahibi olan davacının yalnızca 20.029,24 m² üzerinden kamulaştırma bedeli aldığını, emsal Yargıtay içtihatları uyarınca kadastro işlemi süresi içinde kamu görevlilerinin üzerine düşen görevleri yapmamalarından Devletin sorumlu olduğunu, mahkemece yeniden keşif yapılması talebinin dikkate alınmadığını, 1989 yılında yapılan ölçüm ve hesaplamaların davacı tarafından özel olarak yaptırılmadığını, Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/232 Esas ... dosyasında yapılmış hesaplamalar olduğunu, basit bir yazım hatası olarak değerlendirilemeyeceğini, taşınmazın 1989 yılında hesaplanan yüz ölçümü ile 2020 yılında hesaplanan yüz ölçümü arasında fark bulunduğunu, 3240,96 m² azalma olduğunun açıkça tespit edildiğini, ihtimale dayanan değerlendirmelerin bilimsellikten uzak olduğunu, ölçüm sonucunda yazım hatası yapıldığı kabul edilse dahi devletin sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 ... Kanun'un 1007 nci maddesinde düzenlenen kusursuz sorumluluk halinin 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun (6098 ... Kanun) 146 ncı maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu;somut uyuşmazlıkta davacı adına tesis kadastrosu sonucu oluşmuş tapu kaydının bir mahkeme kararı ile iptal edilmediğini, davaya konu taşınmaza ilişkin kadastro çalışmalarının 25.07.2005 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olduğu, davacının zarar iddiası kadastro çalışmalarına dayandığına göre 17.05.2019 olan dava tarihi itibarıyla 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 29.03.2021 tarihli ve 2020/10717 Esas, 2021/4320 Karar; 11.03.2014 tarihli ve 2013/18560 Esas, 2014/6514 Karar ... ilamlarının da bu yönde olduğu;mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esas bakımından reddine karar verilmesi hatalı olmuş ise de davanın reddine ilişkin karar sonucu itibarıyla doğru olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 ... Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 ... Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar ... ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 ... Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 ... Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 ... Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 4721 ... Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 ... Kanun’un 146 ncı maddesine (818 ... Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir.
4. Tazminata konu edilen taşınmazın mülkiyetinin 25.07.2005 tarihinde kaybedildiği, davacıların mülkiyeti kaybettiği bu tarih itibarıyla zararının oluştuğu, bu tarihten itinaren on yıllık süre geçtikten sonra davacıların eldeki davayı zamanaşımı süresinden sonra açtığı anlaşılmıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.