Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6423 E. 2024/1311 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması sonucu Hazineye ait taşınmazların yüzölçümlerinin azalması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza emsal değer biçilmesinde ve dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinde isabetsizlik görülmeyerek, temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/244 Esas, 2018/91 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki imar uygulaması sonucu, Hazineye ait taşınmazların yüzölçümlerinin azalması nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... tarafından ... mevkiinde yapılan imar uygulamaları sonucunda imar planında ihdas edilen yeşil alanların miktarı kadar yer ayrılmasına rağmen bunun uygulanmadığını, ... Belediyesinin ihdas edilen parsellerin bir kısmını gelir elde etmek için sattığını, ... Belediyesi tarafından 13.10.1998 tarihli ve 674 sayılı Encümen Kararı ile düzeltilen 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi uygulamasına Hazineye ait 1238 ada 10 ve 12 parsellerin 1244 ada 1 ve 2 parseller ile 1398 ada 4 parsele girdiğini, taşınmazların yüzölçümünün toplam 11.916,49 m² olduğunu, düzenleme ortaklı payı olarak belirlenen alanların karşılığı ayrılmaksızın plan tadilatının yapılarak kaldırıldığını, parsel numarası verilerek tescile esas parseller haline geldiğini, bazılarının satılarak belediyece haksız kazanç sağlandığını, Büyükçekmece ilçesi 1238 ada 15-16 parseller, 1245 ada 10 parsellerin ... Belediyesi adına tescil edilerek üçüncü kişilere satılması sonucu davalı belediyenin haksız kazanç elde etmesi nedeniyle 1238 ada 15 parsel için 888.700.00 TL 'si, 1238 ada 16 parsel için 874.665,00 TL, 1245 ada 10 parsel için ise 829.545,00 TL olmak üzere toplam 2.592.910,00 TL tazminatın davalı belediyeden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya idari yargı yerinde bakılması gerektiğini 2009 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerden sonra Mimarsinan Belediye Başkanlığının tüzel kişiliğinin sona erdiğini, ... Belediyesine katıldığını, devirler esnasında eski Mimarsinan Belediyesi ile davacı Mal Müdürlüğü arasında yapılan işlem, protokol ve ödemelere ilişkin belediye herhangi bir evrak aktarılmadığını, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlıktan dava dilekçesinin tebliğinden sonra haberdar olduklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.03.2011 tarihli ve 2010/6 Esas, 2011/2 Karar sayılı kararı ile hakem sıfatıyla görülen davada mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 01.03.2011 tarihli ve 2010/6 Esas, 2011/2 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, taraflar 3533 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde belirtilen kuruluşlardan ise de 03.07.2003 tarihinde kabul edilip 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi ile 3533 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi hükmü değiştirilerek taşınmazın aynına ilişkin ihtilaflar maddenin kapsamı dışında çıkarılmış ve bu çekişmelerin genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, taşınmazın aynına ilişkin olarak verilen taşınmazların bedelinin tahsili davasına genel mahkemelerde bakılması gerektiği düşünülmeden, hakem sıfatıyla görülerek karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.01.2014 tarihli ve 2013/898 Esas, 2014/26 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 14.01.2014 tarihli ve 2013/898 Esas, 2014/26 Karar sayılı kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucu kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin yukarıda belirtilen bozma kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairece davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile yapılan inceleme sonucunda; Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Bilirkişi raporlarında bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi ve dava dilekçesinde faiz talebi bulunduğu halde faize hükmedilmemesi doğru görülmediğinden bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece, haksız kazanç nedeniyle hükmedilen tazminata haksız eylemin oluştuğu Encümen karar tarihi olan 13.10.1998 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken dava tarihi olan 05.11.2004 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı Belediyenin Encümen karar tarihi olan 13.10.1998 tarihinden beri Hazineye ait taşınmazlardan haksız kazanç elde ettiği sabit olduğundan faiz başlangıç tarihinin 13.10.1998 olarak belirlenmemesi nedeniyle telafisi güç kamu zararının oluşması kaçınılmaz olduğunu, yerel mahkeme kararının faiz başlangıç tarihi 13.10.1998 olarak düzeltilmek sureti ile onanmasını yahut faiz başlangıç tarihi yönünden aleyhe olan kısmın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, ... Belediyesi adına kayıtlı olan 1238 ada 15 parsel, 1238 ada 16 parsel ve 1245 ada 10 parsel numaralı taşınmazların ... mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan ihdas edilmediğini, ... Belediyesi adına tapu çıkartılmadığını, davacının yerlerinde herhangi bir değişiklik oluşmadığını, alınan rapordaki bedelin fahiş olduğunu, raporun eksik olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sonucu, Hazineye ait taşınmazların yüzölçümlerinin azalması sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve değerlendirme tarihi dava tarihi olduğundan dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı kalan harcın ... Belediye Başkanlığından alınmasına,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.