"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/464 Esas, 2023/247 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, ... Mahallesi 1371 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında idarece takdir edilen bedelin düşük olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, davalıya ait taşınmazın üzerinde sanayi ve fabrika binası bulunduğunu, davalı tarafından tesis edilen bu binanın çelik konstrüksiyon bir bina olduğunu, bu nedenlerle taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2020/402 Esas, 2021/525 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ve 2022/41 Esas, 2022/252 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas bilirkişi raporunda emsal olarak kabul edilen ... Mahallesi, 15 ada 93 parsel sayılı taşınmazın değerlendirme tarihi olan 06.03.2019 itibarıyla Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değeri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden ve dava konusu taşınmazdan kesilen düzenleme ortaklık payına ilişkin belgeler de ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu taşınmaz imar parseli, emsal alınan taşınmaz ise kadastro parseli olduğundan, dava konusu taşınmazın emsal ile kıyaslaması sonucunda dava tarihindeki değeri bulunduktan sonra, dava konusu taşınmaz imar parseline dönüştürülürken hangi oranda düzenleme ortaklık payı kesilmişse, bu oranın ilave edilmesi gerektiğinden bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın düzenleme ortaklık payı oranının tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranının dava konusu taşınmazın emsal kıyaslaması sonucu bulunan m² bedeline bölünerek eklenmesi suretiyle bedelinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı hesaplama yapılması sonucu eksik m² bedeline hükmedilmesi nedeniyle rapor hükme esas alınacak nitelikte olmadığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazda bulunan yapıların resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit edilen yapı bedeline %18 katma değer vergisi de eklenmek suretiyle fazla bedele hükmedilmesi, kabule göre de davacı idarece fazla depo edilen 171.769,05 TL'nin iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, yasal faiz yönünden hatalı karar verilmesi ve toplam 4.017.035,03 TL'ye hükmedilmesi gerekirken hesap hatası yapılmak suretiyle 4.017.305,03 TL’ye hükmedilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin 24.07.2023 tarihli ve 2022/464 Esas, 2023/247 Karar sayılı kararı ile bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; fark bedelin depo edilmesi için verilen sürelerin usulüne uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz hakkında kamu yararı kararı mevcut olup davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bedelin karardan sonra depo edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapudan yol olarak terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin Mahkemenin karar tarihinden sonra 11.10.2023 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3. Kabule göre de; bozma öncesi ilk karar ile taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verildiğinden taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ve davalı adına tescili ile davalıya ödenen bedelin davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.