"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1222 Esas, 2023/1079 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/417 Esas, 2022/206 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 47792 ada 1 parsel sayılı taşınmazın nazım imar planında kentsel rekreasyon alanı olarak ayrıldığını, müvekkilinin taşınmazdan yararlanmasının mümkün olmadığını, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... Belediye Meclisinin 21.11.2003 tarihli ve 219 sayılı kararı ile uygun görülerek müvekkili idare tarafından onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında “Kentsel Rekreasyon Alanı” olarak ayrıldığını, müvekkili idarenin 09.06.2015 tarihli ve 1105 sayılı Meclis kararı ile dava konusu taşınmaza ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği yapılarak taşınmazın "Ticari Rekreasyon Alanı" olarak değiştirildiğini, ancak bu plana istinaden hazırlanarak onaylanmış 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin bulunmadığını, müvekkili idarece taşınmaza fiilen el atılmadığını, müvekkilinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesindeki yasal gerekliliklerini yerine getirdiğini, idare mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere ticari amaçlı pek çok kullanıma imkân veren plan değişikliği ile mülkiyet hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceğini ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; emsal karşılaştırmasının kanunun aradığı şartlara uygun olarak yapılmadığını, emsal alınan taşınmazın uygun niteliğe sahip olmadığını ve eski tarihli satış olduğunu, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın “Kentsel Rekreasyon Alanı” olarak ayrıldığının ve fiilen el atılmadığının belirtildiğini, ancak taşınmazın imar planında “Ticari Rekreasyon Alanı” kullanımında olduğunu, müvekkilinin 2942 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesindeki yasal gerekliliklerini yerine getirdiğini, idare mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere ticari amaçlı pek çok kullanıma imkân veren plan değişikliği ile mülkiyet hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceğini ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 30.650 m² alanlı ve arsa vasıflı taşınmazın ... Belediye Meclisinin 21.11.2003 tarihli ve 219 sayılı kararı ile onanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında "kentsel rekreasyon alanı" olarak ayrıldığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının 09.06.2015 tarihli ve 1105 Meclis kararı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yapıldığı, bu plana istinaden onaylanmış 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin bulunmadığı, taşınmaza fiilen el atılmadığının anlaşıldığı, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinin ''Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6. maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' kısmının iptal edildiği, bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662 Esas, 2010/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceğinin açık olduğu, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle de dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargının görevli olduğu, açıklanan bu nedenlerle dava konusu taşınmazın ticari rekreasyon alanı kullanımına ilişkin nazım imar planının iptal edildiği, park ve kentsel rekreasyon alanı kullanımına yönelik 2003 onay tarihli uygulama imar planının ayakta olduğu dikkate alındığında kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğu, bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış olsa dahi makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmaza yakın bölgelerde açılan davalarda Daireye gelen dava dosyalarında ... Mahallesi 45994 ada 1 parsel sayılı taşınmaza Ağustos 2018 değerlendirme tarihi itibarıyla 800 TL/m², Ekim 2018 değerlendirme tarihi itibarıyla 898 TL/m², Ocak 2021 değerlendirme tarihi itibarıyla 1.057 TL/m² birim bedellerinin Daire ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddenin son fıkrası uyarınca maktu harca hükmedilmesi ve harca yönelik bu düzenlemenin usul hükümlerine ilişkin olduğundan derhal uygulanması gerektiğinin gözetilmesi gerekçesiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Ek madde 1 inci ve 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanunu’na eklenen Ek madde 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 47792 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 2003 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında "kentsel rekreasyon alanı" olarak ayrıldığı ve dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğu gözetildiğinde fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü isabetlidir.
4. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
5. Kaldı ki eldeki davada dava konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kentsel rekreasyon alanında kaldığından ve fiili bir el atma bulunmadığından taşınmazda hukuki el atma nedeniyle taşınmazın bedeline hükmedildiğinden Ek Madde 4'ün uygulanması doğrudur.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.