"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/979 Esas, 2023/561 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/214 Esas, 2022/51 Karar
Taraflar arasındaki uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar ile davalı Hazine vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, Gebze ilçesi, ... köyü, Ayvalıdere Gölcük mevkiinde kain, 1747 parsel (yeni 142 ada 26 parsel) sayılı taşınmazın maliki olduklarını, taşınmaza orman şerhi konulduğundan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek uğradığı zararın tazminini talep etmiştir .
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; husumet yönünden davanın Orman Genel Müdürlüğüne yönlendirilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın satışı üzerinden 10 yıl geçtiğini belirterek zaman aşımı itirazında bulunduğunu, dava şartlarının oluşmadığını, taşınmazın hâlen davacının fiilen kullanımında bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının ikame etmiş olduğu mezkur davada taşınmazın mülkiyet hakkının kimde olduğunun tespitinin esas olduğunu, idarece kurulan teknik komisyon tarafından tanzim edilecek rapora istinaden açılacak tapu iptal ve tescil davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, ayrıca Orman Genel Müdürlüğünce bu nevide tesis edilen tüm işlemler ve taşınmazların orman vasfı ile Hazine adın tescili amacı ile açılan tapu iptal ve tescil davalarının ... yararına gerçekleştirilen işlemler olduğunu, davacı tarafından dava konusu edilen talebin zamanaşımına uğramış olduğunu, davacı tarafın mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle dava konusu taşınmazlarına orman şerhi konulduğunu ileri sürdüğü tarihten bugüne kadar dava açmadığını ifade ve özetle; açılan davanın ... açısından emsal yerel mahkeme kararları ve Yüksek Mahkeme içtihatlarına istinaden tazminat açısından husumet ve zamanaşımına ilişkin itirazlarının kabulü ile usul yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ile davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile emsal olarak alınan taşınmazın karşılaştırılmasının yapılmasında ve eksik üstün yönlerinin objektif olarak değerlendirilmesinde hata yapıldığını, dava konusu taşınmazın caddeye cepheli olduğunu, emsal taşınmazın resmi olarak yolu bulunmadığı halde dava konusu taşınmazın değerinin emsal taşınmazın en az 3 katı olarak belirlenmesi gerekirken 2 katı belirlenmesinin yerinde olmadığını, şerhin kaldırılmasının Orman Genel Müdürlüğünden talep edildiğini, ayrıca tapu iptal ve tescil davasında da kurumun taraf sıfatı ile davaya müdahil olduğunu, bu nedenle kararda ... lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini belirterek istinaf başvurularının kabul edilerek yeniden yargılama ve duruşma yapılmaksızın dava konusu taşınmaza emsal taşınmazın asgari olarak 3 katı oranında değer belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığını, davanın tarafının Hazine değil ... olması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının tapuda malik olarak görünmediğinden davayı açmakta hukuki menfaatinin ve taraf sıfatının bulunmadığını, davacı tarafın dava konusu yere toprak dağıtımı suretiyle sahip olduğunu, herhangi bir bedel ödemediğinden herhangi bir zararının da olmadığını, davanın belirsiz alacak davası türünde ve dava değeri düşük gösterilerek açılmış olmasının hatalı olduğunu, tazminat hesabı yapılırken denkleştirici adalet ilkesi gereğince indirim yapılması gerektiğini, bilirkişilerin emsal taşınmaz seçimine yaptıkları itirazları dikkate almadığını, emsal seçilen taşınmazın dava konusu taşınmaza benzer nitelik taşımadığını, orman niteliğini haiz taşınmazın emsal taşınmazdan 2 kat daha değerli kabul edilmesinin olanaksız olduğunu, ıslah dilekçesinde talep edilen tazminata faiz işletilmesi talep edilen tarihe itirazları olduğunu, yargılama gideri ve vekâlet ücretlerinin hesaplamasında yanlışlık yapıldığını belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek emsal karşılaştırması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi ve bu davalı lehine vekâlet ücreti verilmesi de doğru olduğundan böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Kocaeli ili, Gebze İlçesi, ... köyü, Ayvalıdere Gölcük mevkiinde kain, 142 ada 26 parsel sayılı, 16394,36 m² yüzölçümlü taşınmazın davacılar murisi adına kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydına 25.04.1989 tarihinde orman sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu, ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/16 Esas, 2019/231 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 05.12.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 16.03.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.