Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6781 E. 2024/1190 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve yargılama giderlerine ilişkin harcın maktu mu yoksa nispi mi uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda, 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ünün üçüncü fıkrasının uygulanamayacağı ve harcın nispi olarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının harca ilişkin bölümü düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3941 Esas, 2023/122 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/489 Esas, 2022/344 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.

Mahkemece tüm davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedelleri Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; tüm davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedelleri yönünden davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekilllerinin temyiz dilekçelerinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemi yönünden, birleştirilen davanın davacıları ..., ... ve ... haricindeki tüm davacılar yönünden hüküm altına alınan bedel Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, işbu davacılar yönünden davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekilllerinin temyiz dilekçelerinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekilllerinin birleştirilen davanın davacıları ..., ... ve ... ile ilgili olarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemi yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ve birleştirilen davanın davacıları vekilleri dava dilekçelerinde özetle; İzmir ili, Konak ilçesi, ... Mahallesi, 6502 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimsilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın imar planında konut, ticaret alanında, kısmen de yolda kaldığını, imar uygulaması halinde kamusal alanların terkininin sağlanabileceğini, yapı adasında kalan kısma ilişkin olarak tazminat talep edilemeyeceğini, aksi kanaatte olunması halinde lehlerine tescil kararı verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; ecrimisil talebinin yerinde olmadığını, el atma tarihinin kesin olarak belirlenmediğini, bilirkişi karulu raporunun hatalı ve eksik olduğunu, emsal taşınmazın doğru alınmadığını, emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını, objektif değer azalışının hesaplanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesince bilirkişi heyetinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 15 inci maddesindeki usul ve esaslara göre tayin edilip keşif yapılmasında, taşınmazın arsa olarak kabul edilmesinde, yol yapılmak suretiyle el atılan dava konusu taşınmazın zeminine, emsal esasına göre değer biçilmesinde, buna göre adil ve hakkaniyete uygun bir tazminat bedeli tespitinde, ecrimisil bedelinin hesaplanmasında, ıslah ile bağlı kalınarak karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğini; ancak; 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 uyarınca hükmedilen tazminat üzerinden, maktu harç alınması gerekirken nispi harç alınması doğru görülmediğini ve infazda tereddüt oluşturulmaması amacıyla tavzih kararı ile düzeltilen kısımların resen karara eklenmesi gerektiğinden, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurularak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekillleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Birleştirilen davanın davacıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; kanunların geriye yürümezlik ilkesi gereğince nispi harca hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderine ilişkin olarak çelişkili hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekilinin tüm, birleştirilen davanın davacıları vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

6. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atılmış olduğundan nispi harcın hüküm altına alınması gerekirken, Bölge Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle maktu harca hükmedildiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare ve Birleştirilen Davanın Davacıları Vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizleri Yönünden

Davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı İdare ve Birleştirilen Davanın Davacıları Vekillerinin Birleştirilen Davanın Davacıları ..., ... ve ... Dışındaki Davacıların Tazminat Talebine İlişkin Temyizleri Yönünden

Davalı idare ve birleştirilen davanın davacıları vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

C. Davalı İdare ve Birleştirilen Davanın Davacıları Vekillerinin, Birleştirilen Davanın Davacıları ..., ... ve ...'nun Tazminat Talebine İlişkin Temyizleri Yönünden;

1.Davalı idare vekilinin tüm, birleştirilen davanın davacıları vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

3. Birleştirilen davanın davacıları vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının (B/2-a) bendinin tüm paragraflarının çıkartılmasına, yerine “Alınması gerekli 110.651,27 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 27.698,55 TL'nin mahsubu ile bakiye 82.955,72 TL'nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,” paragrafının, devamla (B/2-b) bendinin çıkartılmasına, yerine “Davacı tarafça yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı 27.698,55 TL ile tebligat, posta, bilirkişi ücreti 2.350,00 TL olmak üzere, toplam 30.048,55 TL harcamanın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,” paragrafının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden ve davacıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.