"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1461 Esas, 2022/2475 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/63 Esas, 2022/104 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Manisa Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, Yunusemre ilçesi, ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 163 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılan taşınmazın Manisa Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın konumuna, özelliklerine ve hakkaniyete uygun bir bedel tespit edilerek müvekkilinin bu suretle mağduriyetinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Manisa Organize Sanayi Bölgesi adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olarak belirlenmesi her ne kadar isabetli olsa da kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak belirlenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, objektif değer artış oranının yüksek olduğunu, ek raporda münavebe planında yer alan net gelir hesabı hatalı olup belirlenen bedelin taşınmazın gerçek değerinin çok üstünde olduğunu, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak tespitinin hatalı olduğunu, objektif değer artış oranının düşük belirlendiğini, dava konusu taşınmazın sulu arazi niteliğinde olduğunu, net gelir hesabının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın DSİ den gelen yazı cevabına göre kuru tarım arazisi olarak kabul edilmesinin yerinde olduğu, tam yıl boyunca sulandığını ve bu suyun yeterli olduğunu gösteren bir sulama kaynağı tespit edilmediğinden, aynı bölgeden gelen dosyalarda DSİ'den verilen cevabi yazıya göre, bu bölgede sulama kanalı bulunmadığı ve organize sanayinin drenajı ile beslenen derenin geniş tarım arazileri ile kaplı bu alanda tüm yıl boyunca yeterli sulamayı sağlayamayacağı belirlenmiş olup, sulu tarım kabulünü gerektirecek kıstasların olmadığı görüldüğünden, kuru tarım arazisi olarak kabul edilmesi gerektiği, Yunusemre İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin kullanıldığı, taşınmazın belirlenen kuru tarım arazisi niteliğine uygun olarak kapitalizasyon faizinin %5 alınmasının yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda açıklanan niteliğine göre %250 objektif değer artışı uygulandığı, münavebeye esas alınan kavun ve tütün ürünü için alınan verim miktarının, maliyet cetvelinde belirlenen asgari ve azami sınırlar içinde olduğu, dava konusu taşınmazın yakınında bulunan 82 parsel için de kuru tarım arazisi olarak niteleme yapıldığı ve Yargıtayca onandığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de doğru olduğundan taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak ve dava konusu taşınmaza ilişkin keşif tutanağındaki mahkeme gözlemi ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan açıklamalar uyarınca taşınmazın kuru arazi vasfında olduğunun kabulü ile değer biçilmesi isabetlidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Buna karşın; 10.11.2016 tarihli 6758 sayılı Kanun ile 3152 sayılı Kanun'un 28/A maddesinde yapılan düzenleme ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının valiliğe bağlı olarak tüzel kişiliği haiz ve özel bütçeli olduğuna dair yasal hüküm getirildiğinden, davacı idare harca tabi olduğu hâlde, yazılı şekilde harçtan muaf olduğuna hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden yapılan inceleme sonucu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (2) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacı idareden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,” cümlesinin yazılması ve (3) numaralı bendindeki “ancak davacı idare haçtan muaf olduğu için davalı tarafından yatırılan 220,70- TL istinaf başvuru harcının talebi halinde davalıya iadesine,” cümlesinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden 427,80 TL peşin harç ve 2.107,84 TL temyize başvurma harcının alınmasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.