Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6906 E. 2024/863 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli ile yargılama giderleri ve harçların belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ek 4. maddesinin 1983 yılından sonraki fiili el atmalarda uygulanma imkanı bulunmadığı, bu nedenle yargılama giderleri ve harçların nispi olarak hesaplanması gerektiği, davacıların hisselerine isabet eden miktarın hatalı hesaplandığı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1377 Esas, 2023/1388 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/72 Esas, 2022/125 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi ile kamu düzeni geregince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi 43249 ada 2 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığından kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idarelerince fiili el atmanın bulunmadığını, hafriyatın dökümünün kimin tarafından yapıldığının tespit edilmesi gerektiğini, taşınmazın ticari rekreasyon alanında kaldığını, özel amaçlı olarak kullanılabileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının hatalı ve eksik inceleme ürünü olduklarını, fahiş bedel belirlendiğini, emsal değerlendirilmelerinin hatalı olduğunu, fiili el atmanın bulunmadığını, taşınmazın ticari rekreasyon alanında kaldığını, maliklerin tasarrufta bulunabileceğini, objektif değer azalışının uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 43249 ada 1 parsel üzerinde yapılan imar uygulaması ile davacılar paylarının 43249 ada 2 parsele şuyulandığı ve imar planında “Kentsel Rekreasyon Alanı” olarak ayrılmış iken 2013 yılında yapılan imar revizyonu planı ile "Ticari Rekreasyon Alanı" olarak ayrıldığını, davalı tarafça taşınmaza hafriyat dökülerek fiilen el atıldığı, taşınmazın paydaşlarınca açılan ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2018/359 Esas sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen dava sonucunda davalı idarenin taşınmazda pay sahibi olduğu (2016 yılı şubat ayı itibari ile 730,00 TL metrekare birim bedeli) ve bu yönüyle de fiilen el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, taşınmazın paydaşlarınca açılan ve davanın kabulüne dair verilen kararın davalı idarece istinafı üzerine Dairemizin 2017/574 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonucunda fiilen el atma olgusunun gerçekleştiği dikkate alınarak istinaf incelemesinin esastan reddine dair kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 25.06.2019 tarihli ve 2017/30569 Esas, 2019/12556 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği hususu da dikkate alındığında, arsa vasfında olan taşınmaza emsal karşılaştırması yapılıp kesinleşen ve güçlü delil niteliğinde olan paydaş dosyaları metrekare birim bedeli de değerlendirilmek suretiyle değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığını ancak, 26.11.2022 gün ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi yapılmıştır. kanun koyucu tarafından daha önce 09.11.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği 6487 sayılı kanun değişikliği ile kabul edilmiş olup bu kanun halen yürürlükte olduğundan 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığı açık olduğunu, Kanun'un genel gerekçesinde de herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın idare alayhine açılan tüm kamulaştırması el atma nedenine dayalı olarak açılan davaları kapsadığı belirtildiğini, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 125 nci maddesi uyarınca 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının harca ilişkin özel bir düzenleme olduğu ve bu özel kanun hükmünün öncelikle uygulanması gerektiği göz ardı edilemeyeceğini, bu nedenle, harca yönelik düzenleme usul hükümlerine ilişkin olduğundan derhal uygulanması gerektiği gibi kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınması gerektiği de gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyanın ve istinaf dilekçelerinin tekrar incelenmesi halinde temyiz talebinde haklı olduklarının anlaşılacağını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve Ek Madde 4'üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı taşınmaza ilişkin Dairemiz denetiminden geçen dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

6. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atılmış olduğundan nispi harcın hüküm altına alınması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle maktu harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

7. Dosyada mevcut tapu kaydı, fen bilirkişisi raporu ve veraset ilamına göre her bir davacının taşınmazda 145,80 m² paylarının bulunduğu ve belirtilen paylar karşılığı bedele hükmedilmesine rağmen, davacıların veraset ilamındaki pay oranları, tapu kaydındaki pay oranları olarak kabul edilmek suretiyle iptal kararı verilmesi hatalı olduğundan ve bu hususların kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (A) bendinin (4) numaralı alt bendinin tamamen çıkartılması, yerine “ Karar tarihi itibarıyla alınması gereken harç 50.793,95 TL den, peşin alınan 59,30 TL, ıslah sırasında yatırılan 12.698,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 38.036,34 TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, ”cümlesinin yazılması, devamla hüküm fıkrasının (A) bendinin (6) numaralı alt bendinde yer alan “giderinin” kelimesinden sonra gelmek üzere “ ve peşin alınan 59,30 TL, ıslah sırasında yatırılan 12.698,31 TL harcın” cümlesinin eklenmesi, devamla hüküm fıkrasının (A) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “3/20”şer hissesinin” ibaresinin çıkartılmasına, yerine “her bir davacının hissesine isabet eden 145,80 m² oranındaki'' hisselerin ayrı ayrı” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.