Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6969 E. 2024/1200 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmin edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle malik sıfatını kaybeden davacının uğradığı gerçek zararın, taşınmazın emsal satışlarına göre belirlenerek 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/135 Esas, 2023/621 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Mardin ili, Midyat ilçesi, ... Mahallesi, 503 ada 54 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında müvekkili adına zilyetlikten tespit ve tescil edildiğini, taşınmaz müvekkili adına kayıtlı iken Maliye Hazinesinin 15.12.2007 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açtığını, Midyat Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde görülen 2007/396 Esas, 2009/196 Karar sayılı dosyasında taşınmaz malın tapusunun iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğini, söz konusu tapu kaydının iptal kararı ile birlikte müvekkilinin malvarlığında azalma, dolayısıyla maddi zarar meydana geldiğini ileri sürerek belirlenecek tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2018 tarihli ve 2017/408 Esas, 2018/246 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2018/1272 Esas, 2018/1312 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2018/1272 Esas, 2018/1312 Karar sayılı ilamına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının kesinleşen mahkeme kararı ile iptal edilmesinden sonra açılan ve mülkiyet hakkının yitirilmesi karşılığında tazminat talebini içeren iş bu davada mahkemece, işin esasına girilip taşınmazın niteliği ve zararın kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2022/591 Esas, 2022/673 Karar sayılı ilamı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

A. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2022/591 Esas, 2022/673 Karar sayılı ilamına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 28.12.2018 tarihli ve 2018/1272 Esas, 2018/1312 Karar sayılı ilamı ile Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/408 Esas, 2018/246 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılarak hüküm kurulduğu gözetilerek, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, hatalı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2023 tarihli ve 2023/135 Esas, 2023/621 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; illiyet bağının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, taşınmazın arsa niteliğinde olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

1. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, dava konusu Mardini ili, Midyat ilçesi, ... Mahallesi 503 ada 54 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 679,02 m² yüzölçümü ile 06.12.2001 tarihinde zilyetlikten davacı adına tespit ve tescil edildiği, 05.12.2007 tarihinde Midyat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/396 Esas, 2009/196 Karar sayılı dosyasında Maliye Hazinesi tarafından davacı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil dosyasında, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeni ile tapusunun iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 31.07.2009 tarihinde kesinleştiği, 13.07.2017 tarihinde, eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.

3. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 inci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.