"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1804 Esas, 2023/661 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/186 Esas, 2021/187 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Nevşehir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1093 ada 7, 8 ve 23 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedellerinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedellerinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme dosyasında alınan bilirkişi raporuna ve ek bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, mezkur bilirkişi raporunda aşağıda detaylı olarak izah edildiği üzere bir takım hatalı tespitlerin bulunduğunu, bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken kabak çekirdeğinin kg fiyatı 16,92 TL, kg/da verimi ise 50 kg olarak kabul edildiğini ancak söz konusu verilerin oldukça fahiş olarak hesaplandığını, irtifak yeri bu veriler üzerinden hesaplandığı için irtifak bedelinin de olduğundan çok daha fazla çıktığını, bu yüzden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kapitalizasyon oranının bilirkişi heyeti tarafından %5 olarak kabul edildiğini, bu oranın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zira bu oran belirlenirken arazinin verimi, ulaşım imkanı, ürün çeşitliliği göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini, söz konusu arazi için bu değerlendirmeler yapıldığı takdirde faiz oranının çok daha yüksek çıkmasının muhtemel olduğunu; ancak bilirkişi heyeti bu konuda değerlendirme yapmadan faraziyelere dayanarak kapitalizasyon faizi belirleme yoluna gittiğini, faizin düşük olarak belirlenmiş olması neticesinde taşınmazlar için hesaplanan bedellerin gerçekte olduğundan daha fazla çıktığını, bu nedenle yapılan hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi heyeti tarafından taşınmazlar için yapılan hesaplamada %500 oranında objektif değer artışı olacağı varsayılarak buna göre objektif değer artışının yapıldığını; ancak objektif değer artışı yapılırken yeterli gerekçenin sunulmadığını, objektif değer artışı yapılırken hangi unsurun taşınmazda ne kadarlık bir artış yapacağı kalem kalem sayılarak buna göre artış yapılması gerektiğini, bu şekilde genel ifade kullanılarak %500 gibi yüksek bir oranda objektif değer artışı yapılamayacağını, velev ki sayılan unsurların taşınmazların değerini artıracağı varsayılsa bile daha makul bir oran belirlenerek buna göre hesap yapılması gerektiğini, yukarıda detaylı olarak izah edildiği üzere söz konusu bilirkişi raporunda bir kısım hatalı tespitlerin bulunduğunu, hatalı raporun hükme esas alınmış olması nedeniyle yerel mahkeme kararının istinafen incelenerek kaldırılması ve müvekkil kurum tarafından tespit edilen kamulaştırma ve irtifak hakkı bedeli üzerinden davalarının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması usule ve hukuka uygun olmayıp yerel mahkeme kararının kaldırılmasının gerektiğini belirterek istinaf nedenlerinin kabulüne, hatalı bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararının kaldırılmasına, müvekkil kurum tarafından tespit edilen bedel üzerinden davalarının kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru tarım arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, bilirkişi heyetince hesaplamada Tarım ve Orman Müdürlüğüne ait veri cetvelinde yer alan değerlerin kullanılmasında, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre belirlenen objektif değer artırıcı unsur ile kapitalizasyon faiz oranında, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle mülkiyet kamulaştırmasına konu olan pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak, değer biçilmesinde ve taşınmazların tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak, irtifak hakkı ve bu hakkın pilon yeri karşılığının tespit edilmesi ve bu hakkın davacı idare adına tapuda tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz
dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARARAçıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.