"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/948 Esas, 2023/1175 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/39 Esas, 2022/509 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ... vd. tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... Mahallesi, 147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu savunarak, taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele el koyma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle tespit ve depo edilen fark bedele 12.04.2019 tarihinden karar tarihi olan 10.08.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalılara tapudaki payları oranında derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ... vd. vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmaya konu taşınmazın arsa değil arazi vasfında olduğunu, değerlendirmeye esas alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan çok daha değersiz olduğunu, zirai muhdesat bedelinin de hatalı hesaplandığını, davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, piyasa rayicinin altında kaldığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalılar ... vd. İstinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, piyasa rayicinin altında kaldığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın, ilgili belediye cevabi yazısına göre;1/1000 ölçekli imar planında jeotermal koruma alanı ve tarım alanı olarak yer aldığı belirtilmekle arsa olarak nitelendirilmesinin doğru olduğu, bahse konu Aliağa ilçesi, Aliağa Mahallesi, 773 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava konusu taşınmaza emsal alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, yapılan kıyasın vergi değerleri ile uyumlu olduğu, her iki taşınmazın da imar parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının yerinde olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının taşınmaza kapama niteliği verecek sayıda olduğu, bu nedenle kapama zeytinlik değerinden çıplak arazi değerinin çıkarılması suretiyle bulunan ağaç değerinin, taşınmazın zemin değerine eklenmesinin teknik olarak doğru olduğu, fakat muhdesat değeri hesabında, tarla olarak çıplak değeri bulunurken münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi brüt gelirinin 1/3'ün oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi, yine kapama zeytinlik hesabında ise zeytin ürününe ait iki yıllık verim ortalamasının alınması gerektiği, yeniden yapılan hesaplamada muhdesat değerinin 26.348,40 TL olarak tespit edildiği, ancak davalıların muhdesat bedeline yönelik istinaf talepleri olmadığından, Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeline itibar edilmesi gerektiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmaya konu taşınmazın arsa değil arazi vasfında olduğunu, değerlendirmeye esas alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, kaldı ki emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan çok daha değersiz olduğunu, davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki zeytin ağaçlarına ise, net zeytin gelirine göre belirlenen bedelden o yörede mutad olarak ekilen münavebe ürünlerin gelirine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.