"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/474 Esas, 2022/1636 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/615 Esas, 2021/23 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun
Kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 669 parsel sayılı taşınmaza yol ve dere koruma alanı olarak el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın müşterek mülkiyete tabi taşınmaz olduğunu, taşınmazın imar planlarında kısmen ağaçlandırılacak alan ve kısmen de dere koruma park alanında kaldığını, dere koruma bandı fonksiyonunun imar planları gereğince ... Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hazır edildiğinden uygulama ve kamulaştırma işlemlerinin de ... Genel Müdürlüğü tarafından yapılması gerektiğini, ayrıca taşınmazın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından jeolojik açıdan sakıncalı alan olarak belirlendiğini ve bu nedenle de ağaçlandırılacak alan kapsamına alındığını, dava konusu taşınmazın bir kısmının kamusal ihtiyaca tahsis edilerek planlanmasının taşınmazın tasarruf hakkının kısıtlandığı anlamına gelmediğini, taşınmazın imar planlarında imar hakkı transferinin bulunduğu yerde tasarrufun kısıtlanmasının mevzu bahis olmayacağını, dava konusu imar planlarındaki fonksiyonlar gereği huzurdaki davanın ... Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhinde ikame edilmesi gerekirken yalnızca müvekkil belediye aleyhine açılması sebebiyle husumet itirazında bulunduklarını ve davanın reddini talep ettiklerini, hukuki el atma davalarının İdare Mahkemelerinde görülebileceğini, dava görevsiz yargı yerinde açıldığından yargı yolu itirazında bulunduklarını, taşınmaza müvekkil belediyece el atılmadığını, eylem veya işlemine konu edilmediğini, müvekkil belediyece alınmış bir kamulaştırma kararı olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerektiğini, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı olduğunu, bedelin fahiş belirlendiğini, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi hükmü uyarınca davalılara tanınacak imar hakkı transferinin değerlendirilmediğini ileri sürmüştür.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu, 2942 sayılı kanunun geçici 6 ncı maddesi hükmünün 1983 öncesi el atmalarda uygulanacak uzlaşma prosedürüne yönelik olduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddinin yerinde olduğu ancak; dava konusu taşınmazın tapu kaydında yüzölçümü 1.516,00 m² olup tapu kaydında düzeltim yapılmadığı halde fen bilirkişisi tarafından hesaplanan toplam 1.529,71 m²lik alan üzerinden hesaplama yapılarak fazlaya hükmedilmesi hatalı olduğundan düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca davacıların dava açıldıktan sonra tapuda paylarını dava dışı üçüncü kişilere devrettiği, bu yöndeki itirazların dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı ve 11 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; edinilen son topu tapu kaydında davacıların malik olarak tapu kaydında gözükmediği anlaşıldığından 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası "Davanın açılmasından sonra dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa devralmış olan kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder" şeklinde düzenlenmektedir. O halde davacıların dava açtıktan sonra taşınmazdaki mevcut paylarını dava dışı üçüncü kişilere devredip devretmediğinin araştırılarak 6100 sayılı Kanun'un anılan 125 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği üçüncü kişilere devretmiş ise veya tapudaki paylarının ne surettle elinden çıktığının tespit edilerek, davacılar paylarını devralan kişi ya da kişilerin de davacı sıfatı ile davaya iştiraki sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra bu davacılar yönünden karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.