Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7308 E. 2024/2118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiili el atıldığı, bedel tespitinde ve faiz uygulamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak mahkeme ve icra harçlarının 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'üne göre değil, nispi olarak alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının harç yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/283 Esas, 2023/613 Karar

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazda davacı müvekkilinin hissedar olduğunu, söz konusu taşınmaza kamulaştırma bedeli ödenmeksizin davalı belediyeler tarafından fiilen el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin bulunduğu alanda 03.12.1996 tarihli ve 136 sayılı ... Belediyesi Meclisi kararı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı yapıldığını, dava konusu parselin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında oyun alanı olarak planlandığını, davacı tarafından dava konusu parselin de bulunduğu alanda imar planı değişikliği talep edilmediğini, dava konusu parselin de bulunduğu alanda ... Belediyesi encümeninin 23.11.2000 tarihli ve 1073 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci madde uygulaması (parselasyon planı) yapıldığını, söz konusu parselin ortak katılım ile oluşmuş alan olduğunu, davacı tarafın kendilerine herhangi bir uzlaşma talebinde bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini, dava konusu yerde kamulaştırma yetkisinin Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, müvekkili Belediye yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, davaya konu yerin ... Belediyesi sınırları içerisinde kalan bir yer olması sebebiyle de belediyeleri yönünden husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, söz konusu taşınmazda belediyelerinin herhangi bir çalışma yapmadığını ve belediye yetki ve sorumluluk alanı içerisinde bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya Büyükşehir Belediyesi yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ... Belediyesi yönünden davanın kabulü ile belirlenen bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ... Belediye Başkanlığından tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili idarece herhangi bir fiili el atmanın bulunmadığını, sorumluluğun Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, bu nedenle müvekkili kurum yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, emsal alınan taşınmazın hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar planında oyun alanı olarak planlanmış olan dava konusu taşınmaza asfalt dökülerek yol yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın davalı tarafından fiilen el atıldığından, hükme esas bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilip emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın özelliklerinin puanlanması suretiyle bulunan değer üzerinden taşınmazın değerinin tespitlendiği, her iki taşınmazın da imar parseli olduğu, emlak vergi değerleri açısından ters orantı bulunmadığı, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarı ile belirlenen m² birim fiyatının uygun olduğu, taşınmaz ara arterde bulunup ... Belediyesinin sorumluluğunda olduğu, Mahkemece yapılan keşif esnasında tespitlenip fotoğraflandığı üzere, dava konusu taşınmazın tamamının üzerine ... Belediyesince 2017 yılı Mart ayında, asfalt dökerek ve yol olarak kullanmak suretiyle dava konusu taşınmaza sahiplenme kastı ile sürekli olarak fiilen el atıldığı, fiili el atmanın kabul edilebilmesi için imar planına uygun olarak el atılmasının şart olmadığı, taşınmazın, imar planında oyun alanı olarak planlandığı, ancak taşınmaza asfalt dökülerek fiilen yol olarak kullanılması nedeniyle el atmanın sabit olduğu, davanın kamulaştırmasız el atmaya yönelik tazminat istemi olması nedeniyle değerlendirmenin davanın açılış tarihine göre yapılıp, faize de dava tarihi itibarıyla hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

5.Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının nispi harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şeklî olarak esastan reddine karar verildikten sonra istinaf harcının maktuya çevrilerek nispi harcın bakiyesinin iadesine karar verilmesi suretiyle 1983 sonrası fiili el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında Ek Madde 4 gereğince maktu harç alınacağı yönünde irade ortaya konulmuş ancak kamu düzenine ilişkin ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken ve İlk Derece Mahkemesinde nispi alınan harcın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle düzeltilmesi yoluna gidilmeden 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrasından istifade ile Yargıtayın harca yönelik uygulamasının etkinliğinin ortadan kaldırılması bu şekilde Yargıtayın içtihat birliğini sağlama görevinin devre dışı bırakılarak hukukî öngörülebilirlik ve hukukî güvenliğin zedelenmesi sonucunu doğurduğundan kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Kamu düzenine ilişkin olduğundan alınması gereken harç yönünden yapılan inceleme neticesinde, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi ilamının hüküm fıkrasının, (3) numaralı bendi hükümden çıkartılarak yerine “Alınması gereken 18.752,57 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf yoluna başvurulurken peşin alınan 4.688,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.064,42 TL'nin davalı ... Belediyesinden tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... Başkanlığından aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.