Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7392 E. 2024/625 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baraj inşası nedeniyle yapılan kamulaştırma sonucu, kamulaştırma dışı bırakılan taşınmaza bitişik taşınmazlardan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağının kalmadığı iddiasıyla açılan tazminat davasında, taşınmazın değer kaybının tespiti ve tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın baraj inşası için yapılan kamulaştırma sahasına mücavir olup olmadığı ve çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle ekonomik olarak yararlanılmasında kısıtlama olup olmadığının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca oluşturulacak bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/658 Esas, 2022/550 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin altıncı fıkrasına dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşim düzeninin bozulması nedeniyle taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmazın bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa ili, Halfeti ilçesi, ... köyünde bulunan arazilerinin Birecik Barajı nedeniyle kamulaştırıldığını, davacıya ait 15 numaralı parselin kamulaştırılmadığını; ancak ... köyünde yapılan kamulaştırma sonucu köyün tüm yollarının sular altında kaldığını, hiçbir yerle ve ilçe merkeziyle ulaşım imkanı kalmadığını, ayrıca köyün elektrik ve telefon şebekesinin iptal edildiğini, baraj kamulaştırılması nedeniyle davacıya ait taşınmazın fiilen kullanılmasının mümkün olmadığını belirterek oluşan zararın davalı idareden tahsili talep edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.07.2016 tarihli ve 2015/540 Esas, 2016/213 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 13.07.2016 tarihli ve 2015/540 Esas, 2016/213 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrası 27.03.2018 tarihli ve 30373/2 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7103 sayılı Kanun uyarınca değiştirilmiştir. 7103 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde; “Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, kamulaştırma işleminin tamamlandığına ilişkin ilanın indirildiği tarihten itibaren bir yıl içinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulup bozulmadığı, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olup olmadığı yönlerinden ilgili valilikte kurulan komisyon tarafından incelenir. Komisyonca yapılan inceleme sonucunda çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulduğuna ve taşınmaz maldan yararlanılmasının mümkün olmadığına karar verilmesi halinde taşınmaz mal kamulaştırmaya tabi tutulur. Taşınmaz mal sahibinin bu kapsamda açacağı davalarda ilgili valilik komisyonuna başvurulması dava şartıdır.” hükmü getirilmiş, 2942 sayılı Kanun'a geçici 13 üncü madde olarak aşağıdaki hüküm eklenmiştir. “Bu Kanunun 12'nci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri, görülmekte olan davalarda da uygulanır ve dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilerek, dava açanların dosyalarının mahkeme tarafından ilgili valilik komisyonuna gönderilmesine karar verilir. Reddedilen davalarda yargılama gideri kamu üzerine bırakılır ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.”Bu durumda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi, yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılması ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 04.10.2018 tarihli ve 2018/492 Esas, 2018/850 Karar sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 04.10.2018 tarihli ve 2018/492 Esas, 2018/850 Karar Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrası 27.03.2018 tarihli ve 30373/2 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7103 sayılı Kanun uyarınca değiştirilerek 2942 sayılı Kanun'a geçici 13 üncü madde olarak; “Bu Kanun'un 12'nci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri, görülmekte olan davalarda da uygulanır ve dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilerek, dava açanların dosyalarının mahkeme tarafından ilgili valilik komisyonuna gönderilmesine karar verilir. Reddedilen davalarda yargılama gideri kamu üzerine bırakılır ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” hükmünün eklenmiş olduğu, 7 Mayıs 2021 tarihli ve 31477 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 03.03.2021 tarihli ve 2018/99 Esas, 2021/14 Karar sayılı iptal kararı ile 7103 sayılı Kanun'un 28 inci maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 13 üncü maddenin iptaline karar verildiği anlaşıldığından 7103 sayılı Kanun'la değişik 12/6 maddesinin 21.12.2015 tarihinde açılan eldeki davada uygulanma imkanı kalmadığından işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın mutlak koruma bandında kalmadığını, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrasının şartlarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrasına dayanan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Birecik Barajı kamulaştırmasını davalı idarenin yaptığı ve baraj gölü nedeniyle taşınmazın bulunduğu bölgede yerleşme düzeninin bozulduğu, sosyal ve ekonomik yönden taşınmazdan yararlanma ve ulaşım imkanlarının kısıtlandığı iddia edildiğinden, öncelikle dava konusu taşınmazların; baraj inşası için yapılan, kamulaştırma sahasının mücavir alanında olup olmadığı araştırıldıktan sonra 2492 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi uyarınca oluşturulacak bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, baraj inşası için yapılan kamulaştırma sonunda, kamulaştırma sahasına mücavir alanda kaldığı iddia edilen taşınmazların, çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle ekonomik olarak yararlanılmasında herhangi bir kısıtlama olup olmadığı belirlenerek, kısıtlanma var ise taşınmazların kıymetinde meydana gelecek değer azalış oranı tespit edilip, bu hususta alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken mahkemece eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.