"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/400 Esas, 2022/2606 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/726 Esas, 2020/7 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat Musa Aktay gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ... ilçesi, ... köyü 201 ve 1264 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; gerçek değere göre kamulaştırma bedelinin tespit edilmesini ve tespit edilecek kamulaştırma bedelinin dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizi ile birlikte davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin yüksek hesaplandığını, bilirkişilerce münavebede üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında uygulanmasının hatalı olduğunu, gelir ve verimi yüksek, maliyeti düşük ürünlerin seçildiğini, kapitalizasyon faiz oranının en az % 8-9 olması gerektiğini, objektif değer artırıcı unsur olarak belirlenen hususların aynı zamanda kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesinde esas alındığını, kamulaştırma bedeline yasal faiz işletilmesi ile davacı idare lehine vekâlet ücreti verilmemesinin de isabetsiz olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa olduğunu, civarındaki yollara ve yerleşim yerlerine yakın mesafede yer aldığını, kapitalizasyon faiz oranının % 3 olması gerektiğini, objektif değer artışının en az % 300 olması gerektiğini, tarım verilerinin kendileri aleyhine uygulandığını, bedelin tamamının ödenmemesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu, bedele de mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın konumu ve nitelikleri itibarıyla arsa vasfında olmadığı, arazi niteliğindeki taşınmazın yer aldığı Toroslar ilçesinin, Mersin iline bağlı ... ilçelerden biri olduğu gözetilerek Mersin İl Tarım Müdürlüğü verilerinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, taşınmazın sulu tarım arazisi vasfında olduğunun tespiti karşısında kapitalizasyon faizinin % 4 oranında uygulanmasının yerinde olduğu, taşınmazın kamulaştırma öncesi de sulu arazi vasfında bulunması nedeniyle kamulaştırma sonucu sulamadan kaynaklı değer artışından söz edilemeyeceği gibi, kamulaştırmadan arta kalan kısmın büyüklüğü ve kamulaştırma nedeniyle geometrik yapısının da bozulmadığı nazara alındığında bu kısımda değer düşüklüğü oluştuğundan da bahsedilemeyeceği belirtilmekle beraber, münavebe ürün maliyetlerinin, brüt gelirlerinin 1/3'ü oranında alınmasının hatalı olduğu sonucuna varılarak 2018 yılı tarım verilerindeki işletme giderlerinin aynen esas alınması sonucu ve dava konusu taşınmazın köy yerleşim sınırları içinde bulunduğu, etrafında konut amaçlı olarak kullanılan yapıların olduğu, ileriye yönelik yaylalık tabir edilen yapılaşma beklentisi ile taşınmaz yatırımlarının talep gördüğü bir alanda bulunduğunun tespiti karşısında % 100 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiğinden resen yapılan hesaplama ile yeniden belirlenen zemin metrekare birim değeri üzerinden hüküm kurulmak suretiyle tespit edilen kamulaştırma bedeli doğrultusunda davacı idare tarafından fazladan yatırılan bedelin iadesi, karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesaba yatırılan bedelin dava tarihinden 4 ay sonrasından Daire kararına kadar faiziyle birlikte derhâl ödenmesi yönlerinden hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir metodu esas alınarak, 2018 yılı İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri uygulanarak, kapitalizasyon faizinin % 4 alınmak suretiyle tespit edilen metrekare birim fiyatına %100 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilerek adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi doğrudur.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazeted'e yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Ne var ki, dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi doğrudur
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.