Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7439 E. 2024/2193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve yargılama giderlerinin paylaştırılmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imar parseli olan dava konusu taşınmaz için düzenleme ortaklık payı düşülerek eksik bedele hükmedilmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesini iptal etmesine rağmen davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı bulunarak, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/4 Esas, 2023/263 Karara

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinde geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Batman ili, ..., ... Mahallesi 4842 parsel (yeni ... Mahallesi 1605 ada 22 parsel) sayılı taşınmaza davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle el atıldığından, el atılan taşınmaz bedelinin belirlenerek faizi ile davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın reddine, aksi halde hüküm edilecek bedelden düzenleme ortaklık payının, arta kalan kısmın ve bu kısımlardaki değer artışının bedelden düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2020 tarihli ve 2019/140 Esas, 2020/160 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2020 tarihli ve 2019/140 Esas, 2020/160 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 2020/1007 Esas, 2022/1202 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal kıyaslaması yapılarak değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen el atılan yer bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunundan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama uygulama sitesinden edinilen bilgiler, taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özellikleri ve Dairemiz denetiminden geçen dava konusu taşınmaza yakın konumda olan 3056 parsel sayılı taşınmazın m²sine arsa olarak Eylül 2013 değerlendirme tarihi itibarıyla 548,54 TL değer biçildiği ve bu m² birim bedelinin Dairemizin 2021/13271 Esas, 2022/3948 Karar sayılı dosyası ile onanmak suretiyle kesinleştiği nazara alındığında, dava konusu taşınmazın m²sine dava tarihi olan Mart 2015 tarihi itibarıyla 547,87 TL/m² birim fiyatı belirleyen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişili ve inandırıcı bulunmadığı, emsal bilgilerinin getirtilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması ve el atılan alan dışında kalan arta kalan yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alınarak, bu bölümde değer azalışı olacağı anlaşıldığından bu konuda ek rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu doğrultusunda kalan kısmın kamulaştırması yönünde değerlendirme yapıldığından davanın ıslah edildiğini, aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılırken bedelin hatalı belirlendiğini, belirlenen bedelin çok düşük olduğunu ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; arta kalan kısımda değer artışı olduğu halde değer düşüklüğüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu, emsal kıyaslamasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, %40 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerektiğini, emsal taşınmazın konum ve özellikleri bakımından çok daha değerli olduğunu, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık ile tapu maliki davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın imar parseli olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak alınan ... Mahallesi 194 ada 1 parsel taşınmazın da dava konusu taşınmazların imar parseli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi hatalıdır.

3. Kabule göre de; 18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 30.11.2023 tarihli ve 2023/270 karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarına ilişkin olarak 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen '' davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.'' hükmü Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğinden davacılar aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektiri.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.