"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/112 Esas, 2023/836 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/166 Esas, 2021/259 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, Yaka Mahallesi 215 ada 64 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ... ilçesi, Yaka Mahallesi 215 ada 64 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, ... tarafından yapılan Kuzey Çevre yolu çalışmaları nedeniyle taşınmazın kuzey çevre karayolu içerisinde kaldığını, taşınmaz ...-Yaka Mahallesi karayolunun bitişiğinde olup ... Büyükşehir Belediyesi ile ... ... ilçe Belediyesinin sunmuş olduğu tüm alt yapı, hizmetlerinden yararlandığını, etrafi yerleşim yerleri ile çevrili olduğundan arsa olarak değerlendirilmesi gerekeceğini, taşınmazların kamulaştırma bedelleri tespit edilirken taşınmazın konumu, cinsi yerleşim alanı içinde bulunup bulunmadığı, Belediyenin nazım imar planı veya mücavir alan sınırları içinde bulunup bulunmadığı, objektif değer artışı ve buna benzer unsurların birlikte değerlendirilmesi gerekeceğini, açılacak yol nedeniyle müvekkile ait taşınmazın 3 parçaya bölüneceğini, bu durumun taşınmazın bir bütün olarak kullanılmasını engelleyeceğini, yine açılacak yol nedeniyle oluşan kot farkından dolayı kamulaştırma alanı dışında kalan taşınmaz parçalarının değeri düşeceğinden bilirkişi heyetinin değerlendirme yaparken bunları dikkate alması gerektiğini, kamulaştırma kapsamına alınan yerin gerçek değerinin teknik bilirkişilerce tespit edilerek müvekkile ödenmesine, davanın açılmasına müvekkil sebebiyet vermediğinden, yargılama giderlerinin davacı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, münavebeye alınan ürünlerin ortalama veriminin alınarak hesaplamalarda kullanılması gerekmesine rağmen, bilirkişilerin raporlarında net gelir hesaplanmasında fazla bedelin belirlenmesine neden olduğunu, taşınmazın hesaplanan bedeline % 200 oranında objektif değer artışı uygulandığını; ancak bilirkişilerce objektif değeri belirleyen gerekçeler yani objektif değere etki eden unsurların kapitalizasyon faiz oranı içerisinde olduğunu, mükerrer artış yapıldığını, dava konusu taşınmazda fahiş miktarlı objektif artışa dayalı bir artırım gerekmediği halde, kapitalizasyon faizinin belirlenmesinde değerlendirmeye esas alınan niteliklerin tekrar objektif artış unsurunun belirlenmesinde değerlendirmeye esas alınmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini ve idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz değerinin düşük belirlendiğini, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metoduna göre değer biçilmesinin ve belirlenen bedelin bloke ettirilerek davalıya ödenmesine karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta tarafların istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu, 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, Yaka Mahallesi 215 ada 64 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.