Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7508 E. 2024/849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarelerden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılarak bedel biçilmesinin ve fiilen el atılan alanlarla birlikte hukuken tasarrufu kısıtlanan bölümlerin de bedelinin proje bütünlüğü ilkesi gözetilerek davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/403 Esas, 2023/1106 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/193 Esas, 2020/664 Karar (Birleştirilen 2019/144-2019/93 Esas sayılı dosyalar)

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine, resen İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; miktar, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Davalı ... aleyhine hükmedilen tüm miktarın; davacılardan ... lehine ... aleyhine hükmedilen miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, ... vekilinin bütün davacılar; ... vekilinin davacı ... yönünden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ... vekilinin davacılar ... ve ... payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen davaların dava dilekçelerinde özetle; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, ... Mahallesi, 429 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından fiilen el atıldığını ve el atılan kısım dışında kalan kısmın da imarda ilkokul alanı olarak tahsisli olmasından dolayı fiilen kullanılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek proje bütünlüğü ilkesi de dikkate alınarak, bedel karşılığında davalı idareler adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu yerde hiçbir imalatının olmadığını, dolayısıyla öncelikle davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davanın esası hakkında ise komşu parseldeki özel okulun taşınmaza el attığını, fiilen el atmalarının olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yere müvekkili tarafından yapılan bir el atmanın olmadığını, imar mevzuatı gereği belediyenin sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın esastan reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiili el atmanın söz konusu olmadığını, emsal seçiminin ve kıyaslamasının hatalı yapıldığını, tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7181 sayılı Kanun uyarınca 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 15 inci ve 18 inci maddelerinde yapılan değişikliklerin dikkate alınmadığını, müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılmak suretiyle belirlenen bedelin davalı idarelerden tahsiline dair Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, resen İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek madde 4 ün üçüncü fıkrası gereğince harç hükmünden düzelterek esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... Egitim Bakanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Bursa ili, Nilüfer ilçesi, ... Mahallesi 429 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen el atılan alanlar ile birlikte hukuken tasarrufu kısıtlanan bölümlerin de bedelinin alınan rapor uyarınca proje bütünlüğü ilkesi gözetilerek davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, 'davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6 ııcı maddesinin onikinci ve onüçiincü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11. i983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasanın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas. 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kaının'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağım Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.1 1.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kaımılaştırmasız el alma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 26.1 1.2022 urilıli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

4. Ne var ki davalı ... Başkanlığının temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar verilmiş olup adı geçen idare yönünden işin esasının incelenmesine geçinmediğinden düzeltme yapılamamaktadır. Davalı ... yönünden ise davalı idare harçtan muaf olup aleyhine hükmedilecek bir harç tutarı bulunmadığından bu hususta düzeltme yapılmamıştır.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı ... Aleyhine Hükmedilen Toplam Bedel Yönünden; Davacı ... Payına Karşılık ... Aleyhine Hükmedilen Bedel Yönünden;

Davalı idareler vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktar yönünden reddine,

B. Davacılar ... ve ... Payları Yönünden;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi