Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7537 E. 2024/1792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın tapudan terkinine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı idare tarafından depo edilen bedelin miktarının hatalı gösterilerek infazda tereddüt oluşturması bozmayı gerektirirken, bu hatanın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemesi gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/267 Esas, 2023/846 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan tanımazın göl alanı olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Kulp ilçesi, ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 360 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın cazibe yöntemi ile masrafsız sulandığını, senede iki üç ürün alınabilen oldukça yüksek verime sahip son derece kıymetli tarım arazilerinin bulunduğu bir bölgede yer aldığını, müvekkilinin bütün ekonomik ihtiyaçlarını iş bu yerdeki tarım arazileri ve meyve bahçelerinden sağladığını, davacı idarece satın alma için teklif edilen taşınmaz ve meyve ağaçlarına ilişkin bedellerin piyasa rayiç bedelinin çok altında olup gerçekçi olmaktan son derece uzak rakamlar olduğunu, dut ağaçlarının ipek böcekçiliği için yetiştiriliyor olmasının dikkate alınmadığını, yapılacak keşif esnasında özellikle bölgedeki sulu tarım arazilerinden yılda iki kez ürün alındığının tespit edileceğini, gerçekçi olmaktan uzak veriler yerine uzman bilirkişinin arazinin yapısına, önemine, köyde yetiştirilen ürünlere ve bunlara ilişkin gerçek verim miktarları ile ürünlerin gerçek piyasa değerleri esas alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesini, yapı ve eserlerin de niteliklerine göre gerçek değer üzerinden hesaplanmasının talep ettiğini, ayırca ekonomik anlamda çiftçinin tamamen toprağa bağlı oluşu, tarım arazilerinin azlığı ve nitelikleri dikkate alındığında yöreye uygun kapitalizasyon değerinin tespiti ile hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2021 tarihli ve 2020/371 Esas, 2021/244 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2021 tarihli ve 2020/371 Esas, 2021/244 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2021/1540 Esas, 2022/1494 Karar sayılı kararı ile kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, davacı idare tarafından takdir edilen ve ilk kararla birlikte derhal ödenmesine karar verilen bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi, fark kamulaştırma bedeline ise ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesi, fazla depo edilen bedel varsa iadesi ve davacı idare harçtan muaf tutulduğundan yatırılan harcın iadesine ilişkin hükümler yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2021/1540 Esas, 2022/1494 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.01.2023 tarihli ve 2022/9293 Esas, 2023/309 Karar sayılı kararı ile Türkiye ortalamasına göre, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden az olamayacağı gözetilmeden brüt gelirin yaklaşık 1/10'u oranında masraf düşülmek suretiyle hesap yapan bilirkişi raporuna göre fazlaya hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince dava tarihinden itibaren 4 ay geçtiğinden kamulaştırma bedeline dava tarihinin 4 ay sonrasından karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine rağmen depo edilen kamulaştırma bedelinin işlemiş tüm nemasıyla birlikte tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken münavebe ürünlerinde vatandaşların kendi ihtiyaçları için yetiştirdikleri sebzelerin göz önüne alındığını, hesaplamaya dahil edilen ürünlerin veriminin yüksek alındığını, üretim masraflarının düşük hesaplandığını, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın keşfi sırasında taşınmazda sebze ekili olmamasına rağmen sebze münavebesi uygulanmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olmadığını, dava konusu taşınmazın motopompla yapılan sulama masraflarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer tespitinde İlçe ve İl Tarım ve Orman Müdürlüklerinin maliyet verileri (cetvelleri) dikkate alınarak hesap yapıldığını, bu nedenle dava konusu taşınmazın m² birim bedelinin belirlenirken yapılan bu hesabın dikkate alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu ilçenin nüfus yoğunluğuna göre tarım arazilerinin az olması, geçimin tamamen tarım ve hayvancılığa dayalı olması ve taşınmazın köy-mezra merkezinde bulunması nedeniyle objektif değer artışı uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Davacı idare tarafından depo edilen bedelin miktarının hatalı gösterilerek infazda tereddüt oluşturulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; 4 üncü bendindeki "391.557,71" sayısının hükümden çıkartılması, yerine "401.346,65" sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.