"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/159 Esas, 2022/386 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen kararın temyiz incelemesi sonunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.02.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerli konumda olduğunu belirterek piyasa rayicine uygun değer tespit edilmesini, kamulaştırmadan arta kalan kısmın kullanıma elverişli olmadığından bu kısmın bedeline de hükmedilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.03.2015 tarihli ve 2012/384 Esas, 2015/128 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 16.03.2015 tarihli ve 2012/384 Esas, 2015/128 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; tapu kaydındaki "Askeri Yasak Bölge" şerhi nedeniyle değer kaybı yapılmaması, arta kalan 1670, 37 m² kısmın bedeline hükmedilmesi, dava tarihinden sonra verilen acele el koyma kararındaki bedele faiz işletilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.03.2020 tarihli ve 2019/183 Esas, 2020/92 Karar sayılı kararı ile verilen süreler içerisinde idare tarafından depo kararının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.03.2020 tarihli ve 2019/183 Esas, 2020/92 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde; fark kamulaştırma bedelinin kararardan sonra bloke edildiğinden tarafların beyanı alınarak usul ekonomisi ilkesi gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen bedelin fahiş olduğunu, kıymet takdir raporundaki bedelden ayırlma nedeninin açık olmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin verilen kesin sürelerde bloke edilmediğinden davanın reddinin gerektiğini, 12 yıl süren yargılamada adli yargılama hakkının ihlal edildiğini, Yargıtayın usul ekonomisi gerekçesi ile bozmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yasal faiz uygulamasının oluşan zararı karşılamadığını, dava konusu taşınmazın otoyol kamulaştırma sahasında kaldığından dolayı emlak vergi değerinin düşük tayin edildiğini, bu durum gözetilmeden değer tespit edildiğini, taşınmazdaki bu kısıtlılık durumu gözetilmeden bedel belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Dairemizin ilk bozma ilâmı sonrasında yapılan yargılamada usulüne uygun verilen süreler kapsamında fark kamulaştırma bedelinin süresinde bloke edilmediği, karardan sonra bloke edilmesi üzerine tarafların beyanları alınarak ve usul ekonomisi ilkesi gözetilerek karar verilmesi için bozma kararı verildiği, Dairemiz bozma ilâmı sonrası davalı vekilinin bozma kararına karşı direnilmesi yönünde dilekçe verdiği, duruşmalardaki beyanlarının ve temyiz dilekçesinin de bu yönde olduğu gözetildiğinde yasal kesin süreden sonra bloke edilen bedelin davalı tarafça kabul edilmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.