Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7897 E. 2024/2117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmaz için belirlenen bedelin yetersiz olduğu iddiasıyla açılan kamulaştırma bedelinin artırılması davasına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin harçtan muaf olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davalı idareyi harçtan muaf tutan hükmü düzeltilerek, harcın davalı idareden alınarak Hazineye irat kaydedilmesine ve davacıların yatırdıkları harçların iade edilmesine karar verilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/515 Esas., 2021/523 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel(imar uygulaması ile ... ada ... ve ... parsel) sayılı taşınmazların ... yapılması amacıyla davalı yanca kamulaştırıldığını, kamulaştırma kararlarının ve sonrasında yapılan işlemlerin iptalini teminen açılan davanın İzmir 2. İdare Mahkemesinin 1996/626 Esas, 1998/295 Karar sayılı ilamıyla reddedildiğini ve Danıştay 6. Dairesinin 1998/3899 Esas, 1999/2823 Karar sayılı ilamıyla onanarak 05.06.2000 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın nitelikleri gözetilmeden Kıymet Takdir Komisyonunca belirlenen 644.563.000 ETL bedelin çok düşük olduğunu belirterek kamulaştırma bedelinin 75.000.000.000 ETL (75.000,00 TL)’ye artırılarak 74.355.437.000 ETL fark bedelin kamulaştırma tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; İzmir 2. İdare Mahkemesi dosyasının celp ve tetkiki ile davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti gerektiğini, kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma tarihi itibarı ile arazi vasfında olduğunu, kamulaştırma bedelinin net gelir hesabı yapılarak tespit edilmesi gerektiğini, muhdesata ilişkin artış bedelinin ayrıca belirtilmesi gerektiğini, davacının zemin ve muhdesatı birleştirerek talepte bulunmasının kanuna aykırı olduğunu, davacının faiz talebinin yasal dayanağı olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.03.2014 tarihli ve 2013/347 Esas, 2014/109 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 644,56 TL olarak tespit edilen kamulaştırma bedelinin 68.808,93 TL’ye çıkarılarak 68.164,36 TL fark bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 24.03.2014 tarihli ve 2013/347 Esas, 2014/109 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatıla) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, somut olayda dava konusu taşınmaz ....11.1995 tarihinde kamulaştırılmış, kamulaştırma evrakı davacıya 31.01.1996 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla kamulaştırma tarihi ile tebliğ tarihi arasında 1 yıldan fazla süre geçmediğinden, değerlendirmenin kamulaştırma tarihi olan ....11.1995 tarihi itibarıyla yapılması gerekirken bilirkişi raporunda dava tarihi itibarıyla değerlendirme yapılması doğru olmadığı gibi, taşınmazın niteliği (arsa-arazi) net olarak belirlenerek değerlendirme yapılması gerekirken eksik incelemeyle dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesi ve artırılan bedele kamulaştırma kararının kesinleşme tarihi olan 01.03.1996 tarihi yerine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ile davalı İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği sona erdiğinden yerine geçen idare tespit edilip davaya dahil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 11.06.2019 tarihli ve 2017/471 Esas, 2019/511 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 644,56 TL olarak tespit edilen kamulaştırma bedelinin 82.006,19 TL’ye çıkarılarak taleple bağlı kalınmak suretiyle 74.355,54 TL fark bedelin 01.03.1996 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 11.06.2019 tarihli ve 2017/471 Esas, 2019/511 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin bozma ilamında değerlendirmenin kamulaştırma tarihi olan ....11.1995 tarihi itibarıyla yapılması gerektiğinin belirtildiği ve bozmaya uyulduğu gözetildiğinde, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın ....11.1995 tarihi itibarıyla hesaplanan toplam bedeli olan 7.492,40 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, bu bedelin dava tarihine endekslenmesi sonucu bulunan 82.006,19 TL’nin kabulü ile fazlaya hükmedilmesi, yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davacı ...’nın mirasçıları davaya devam ettiği halde mirasçılar yerine ölü ...’nın gerekçeli karar başlığında davacı olarak belirtilmesi, davalı idare harçtan muaf olduğu halde idare aleyhine harca hükmedilmesi ve varsa takyidatların bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 644,56 TL olarak tespit edilen kamulaştırma bedelinin 7.492,40 TL’ye çıkarılarak 6.847,84 TL fark bedelin 01.03.1996 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma tarihinden karar tarihine geçen süre ve dava tarihinden hüküm tarihine geçen süredeki faiz ve davacı aleyhine oluşan zarar ya da kayıplar dikkate alınmadan karar verildiğini, dava sürecinin uzamasına müvekkilinin sebebiyet vermediği yasal faiz uygulanmasının hakkaniyete aykırı olup enflasyon oranında faiz işletilmesi gerektiğini, munzam zarar nedenleri tartışılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, emsal incelemesinin usulüne uygun olmadığını, ruhsatsız olan yapıların enkaz bedelinin hesaplanması gerektiğini, denetime elverişsiz rapor uyarınca yüksek bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir..

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Ana Kanuna İşlenemeyen Geçici 1 inci maddesi ve 05.05.2001 tarihinde yürürlüğe giren 24.04.2001 tarihli 4650 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile değiştirilmeden önceki 14 üncü maddesi.

3. 01.09.2016 tarihli ve 29818 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (674 sayılı KHK) 35 inci maddesi “3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine “valiye bağlı olarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli” ibaresi eklenmiş, aynı fıkranın ikinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri ile mevcut dördüncü fıkranın ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış...”

4. 10.11.2016 tarihli 6758 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davalı idare ... Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı olduğu halde hükümde ... olarak gösterilmesi yerinde değildir.

4. Her ne kadar Dairemiz bozma ilamında davalı idarenin harçtan muaf olduğu belirtilmiş ise de, bu hususta yapılan maddi hatanın usulî kazanılmış hak teşkil etmediği de gözetilerek ve 10.11.2016 tarihli 6758 sayılı Kanun ile 3152 sayılı Kanun'un 28/A maddesinde yapılan düzenleme ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının valiliğe bağlı olarak tüzel kişiliği haiz ve özel bütçeli olduğuna dair yasal hüküm getirildiğinden, davacı idare harca tabi olduğu halde yazılı şekilde harçtan muaf olduğuna hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (2) numaralı bendi hükümden çıkartılarak yerine “Alınması gereken 511,78 TL karar ve ilam harcının mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde davalı idareden alınarak Hazineye irat kaydına, davacılar tarafından yatırılan harçların yatıran tarafa iadesine,” cümlesinin yazılması ve karar başlığında davalı olarak gösterilen “...” ibaresinden sonra gelmek üzere “Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı” ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.