"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1409 Esas, 2022/1957 Karar
KARAR : Dilekçe ret/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/684 Esas, 2021/185 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun ecrimisil yönünden hükmedilen bedel istinaf sınırı altında kaldığından reddine, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3186 parsel sayılı taşınmazın 1584 m²lik kısmına davalı ... tarafından Kuzey Marmara Otoyolu yol inşaatı çalışmaları esnasında kamulaştırmasız el atılarak yol olarak kullanılmak üzere taş ve asfalt döküldüğünü, ağaçların kökünden sökülerek kaldırıldığını, taşınmaza fiilen ve kalıcı olarak kamulaştırmasız el atılması nedeniyle el atılan kısmının bedelini, haksız olarak iki yıl kullanılmasından kaynaklanan ecrimisil bedelinin ve kökünden sökülerek kaldırılan ağaçların bedelinin fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaldı ile şimdilik 1.000 TL'nın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Kuzey Marmara Otoyolu Projesinin yapımı, bakımı ve işletilmesinin Anadolu Otoyolu Yatırım İşletme Anonim Şirketinin sorumluluğunda olduğunu, müvekkili idarenin sadece kamulaştırma işlemini yerine getirmekle yükümlü olduğunu, bunun için de gereken kamulaştırmayı yaptığını, dava konusu taşınmazın kamulaştırmasına gerek olmadığını, yolun yapımından sorumlu sermaye şirketi yerine müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, uzlaşma koşulunun yerine getirilmediğini, dava dilekçesinde söz konusu taşınmazın ne surette gelir getirici mülk olduğunun açıklanmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne tespit edilen kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinde, ecrimisilin ise dönem sonlarından işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi heyetince objektif değer artırıcı unsur olarak kabul edilen raporda yazılı taşınmazın özelliklerinin, kapitalizasyon faizinin belirlenmesine esas unsurlar olduğunu bilimsel yolla elde edilen bedele ayrıca %100 objektif değer arttırıcı unsur sebebiyle ilave yapılarak kamulaştırma bedelinin fazla artırıldığını, arazi niteliğindeki taşınmaza değer biçilirken, münavebe ürünlerinin resmi verilere uygun alınması gerektiğini, ürünlerin en yüksek verimleri esas alınarak tespit yapıldığını, ecrimisil hesaplamasının kanuna aykırı olduğunu, ağaç bedellerinin fahiş hesaplandığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) ve Yargıtay kararları uyarınca; taşınmazın bulunduğu bölgede sulu ve kuru arazide hangi ürünlerin ekilebileceğinin, bunların yıllara göre dekara ortalama verim miktarlarının, yine değerlendirme yılındaki dekar başına üretim masraflarının ve hasat dönemindeki ortalama toptan satış fiyatlarının ilgili kurumlardan sorulması ve arazinin sulanıp sulanmadığı gibi hususların tutanağa yazılması gerektiğini, bilirkişi heyetinin tespit ettiği kamulaştırma bedelinin bu hususlar gözetilmeden karara esas alındığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ve istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alınarak yapılan inceleme sonucunda; tarafların ve mahkemenin kabulünde olduğu üzere arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının yerinde olduğu, belirlenen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, ürün münavebe listesine uygun şekilde rapor hazırlandığı, belirlenen m² birim değerinin dairelerinden ve Yargıtay’dan geçerek kesinleşen birim değerleri ile uyumlu olduğu, taşınmaz üzerinde sökülen ağaçlar için belirlenen değerin ilçe tarım müdürlüğünün verilerine uygun olarak yapıldığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmeyerek istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arazi niteliğindeki Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3186 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın sulu mu yoksa kuru mu olduğu tespit edildikten sonra kuru ve suluda hangi ürünlerin mutad olarak yetiştirildiği sorularak münavebeye esas alınan ürünlerin ve ağaçların değerlendirme tarihi olan 2018 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden resmî ve kesin verileri (verim, fiyat, ayrıntılı masraf) getirtilip, bilirkişi raporu denetlenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 2020 yılı kesin verileri oluşmadan tahmini veriler dosya arasına alınarak denetimi mümkün olmayacak şekilde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, TMO, Kocaeli Hal Müdürlüğünden edinilen bilgilere göre gelir ve gideri belirleyen rapora göre hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin ecrimisile yönelik itirazlarının istinaf sınırı altında kaldığı anlaşıldığından, Bölge Adliye mahkemesince verilen dilekçenin reddine ilişkin kararın ONANMASINA
2.Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeline yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.