"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1350 Esas, 2022/1958 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/613 Esas, 2021/189 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre her paydaş için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar ... ve ... dışındaki davacılar yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle ... ve ... dışındaki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı idarenin davacılar ... ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, İzmit ilçesi, ... Mahallesi, ... parsel sayılı taşınmaza fiilen el atılarak Kuzey Marmara Otoyolu ve güvenlik alanı yapıldığını, davalı idare tarafından Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/98 D. İş dosyasında acele el koymaya izin ve bedel tespiti yapıldığını; ancak acele kamulaştırmayı yapan idarenin makul süre içerisinde kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davasını açmadığını, açıklanan nedenlerle tespit edilecek bedel ile acele kamulaştırma kapsamında takdir edilen bedel arasındaki farkın denkleştirilmesi suretiyle davacılar lehine hükmolunacak kısım için şimdilik 10.000 TL bedel tazminatının el koyma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve taşınmazın tamamını idare adına terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Kuzey Marmara Otoyolu proje güzergahı kapsamında yol inşaat ve emniyet sahası içerisinde kaldığından kamulaştırıldığını, taşınmaz hakkında Bakanlar Kurulunun 11.10.2016 tarihli ve 2016/9373 sayılı kararı ile hakkında acele el koyma kararı verildiğini, kamulaştırma işlemlerinin de Bakanlar Kurulu kararına istinaden 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 27 nci maddesi gereğince yürütüldüğünü, 13.803,00 m² yüzölçümlü taşınmazın acele kamulaştırma bedelinin tespiti için Kocaeli 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/98 D.iş sayılı dosyasında dava açıldığını, acele kamulaştırma bedeli ödenerek acele el koyma kararı alındığını, dava dilekçesinde bahsi geçen makul sürenin el koyma kararı tarihi dikkate alındığında henüz dolmadığını, acele el koyma tarihinden itibaren faiz talep edilmişse de bu talebin yerinde olmadığını, 2942 sayılı Kanun'un 8 inci ve devam maddelerinde öngörülen uzlaşma usulü denenmeden doğrudan idare aleyhine "Kamulaştırmasız El Atma Nedeni İle Tazminat" davası açılamayacağını, 6100 sayılı Kanun'un HMK 114 üncü madde hükümleri gereğince dava şartı olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinden acele kamulaştırma dosyasında bloke edilen tutar mahsup edildikten sonra bakiye bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporda kıyasi emsal olarak 22.06.2016 tarihli 141 ada 9,10,11 nolu parsellerin 22.06.2016 tarihli satışının alındığını ancak bu satışın eski tarihli olup Yargıtay içtihatları gereğince dava tarihine yakın tarihli satışların emsal olarak alınması gerektiğini, emsal taşınmazın dava konusu taşınmaza 7500 metre uzaklıkta ve oldukça küçük yüzölçümlü olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi beyan değerleri arasında oranlamanın yapılmadığını, yerel mahkeme kararının bedel yüksekliği ve taşınmazın vasfının hatalı bir şekilde arsa olarak tespiti sebebiyle kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak itirazları göz önünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın imar uygulaması görmemiş kadastro parsel olduğu, emsal taşınmazın ise imar parseli olduğu, bu durumda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının yerinde olduğu, dava konusu parsel ile emsalin emlak vergilerine esas rayiç bedelleri arasında ters orantı olmadığından yapılan karşılaştırmanın uygun olduğu, dosyada alınan 19.06.2019 tarihli ve 07.10.2020 havale tarihli 2 ayrı raporda da m² birim fiyatının birbiriyle çelişmeyecek şekilde uyumlu olduğu, aynı bölgeden Dairemize yansıyan dosyalardaki m² fiyatları karşılaştırıldığında ve istinaf edenin yalnızca davalı idare oluşu da dikkate alındığında kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, tespit edilen bedelden acele el koyma nedeniyle ödenen bedelin mahsubu ile kalan el atma bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu Kocaeli ili, İzmit ilçesi, ... Mahallesi 4229 parsel sayılı taşınmaza yol olarak el atıldığından 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdarenin ... ve ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdarenin davacılar ... ve ...'ye İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.