"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/733 Esas, 2023/1932 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/397 Esas, 2022/134 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl dava ile 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin birleştirilen davanın yapılan yargılaması sonrası İlk Derece Mahkemesince asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı birleştirilen davada davacı idare vekili yönünden esastan reddine, davacı-birleştirilen davada davalı vekili yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-birleştirilen davada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesi 124626 ada 10 (ifrazen 124626 ada 28) parsel sayılı taşınmaza yol olarak fiilen el atıldığından tazminat bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesi 124626 ada 28 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davacı-birleştirilen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin ödenmesi gerektiğini, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, kapitalizasyon faiz oranın % 3 olması gerektiğini, masrafın brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceğini, kamulaştırmadan arta kalan parselin de kamulaştırılması gerektiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür.
2. Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, taşınmaza elatılıp atılmadığının idareden sorulması gerektiğini, talebin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-birleştirilen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, gerçek bedelin altında bedel belirlendiğini, münavebeye alınan ürünlerin masrafının hatalı belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının düşük yanlış belirlendiğini, objektif değer artışı oranın düşük olduğunu, fiyat, verim ve maliyetlerin gerçeği yansıtmadığını, kamulaştırmadan arta kalan alanda daha yüksek oranda değer düşüklüğü oluştuğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artışı oranı ile kapitalizasyon faiz oranını kabul etmediklerini, değer azalışı uygulanmasının yanlış olduğunu, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; taşınmaza fiilen yol olarak el atıldığı davalı idarenin cevabi yazısına göre dava konusu taşınmaza fiilen 2019 Kasım ayında girildiğinin bildirildiği ve fen bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmaza kısmen yol olarak el atıldığının gösterildiği anlaşıldığından davacı davasında haklı ise de asıl olan bedel tespit tescil davası olup yargılama sırasında açılıp bu dava ile birleştirilmek suretiyle kabulüne karar verildiğinden asıl dava yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde, davacı kamulaştırmasız el atma davasında haklı olduğundan lehine vekâlet ücreti takdiri ile yapılan yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesine bir isabetsizlik görülmediğini, birleştirilen bedel tespit tescil davası yönünden ise arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik görülmediğini; ancak hükme esas alınan ek raporda 2020 yılı için hesaplanan değerin değerlendirme tarihi olan 2021 yılına güncellenmek suretiyle bedel tespiti doğru görülmediğinden, birleştirilen bedel tespit tescil davasında; 2021 yılı buğday bostan ürünleri net gelirine göre yeniden hesaplama yapılarak; Daire denetimi ve Yargıtay denetiminden aynı kamulaştırma kapsamında geçen dava dosyalarında 2. ve 3. sınıf kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlara değer biçilmesinde esas alınan ve uygun görülen verim miktarları ile dava konusu taşınmazın 2. sınıf arazi niteliğinde olduğu da nazara alındığında, münavebeye esas alınan ürünlerin dekara verim miktarları uygun ise de Daire denetimine aynı bölgeden gelen 2021 değerlendirme tarihli dosyalarda uygulanan şekilde buğday satış fiyatının 2,25 TL, samanın 1,10 TL, bostanın 1,80 TL, buğday giderinin 367,63 TL, bostan giderinin ise 858,72 TL alınıp, Dairece Coğrafi Bilgi Sistemleri Parsel Sorgulama Uygulamasından yapılan gözlemde dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporunda yazılı özellikleri değerlendirildiğinde % 100 oranında objektif değer artışı uygulanması, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının tamamına oranı ile arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik durumu, konumu ve ulaşım imkanları da gözetildiğinde arta kalan kısım olan 124626 ada 29 parsel yönünden % 15 oranında değer kaybı uygulanmak suretiyle değer biçilerek kamulaştırma bedelinin hesaplanması gerektiğinden, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verildiğini ve ek raporda doğru olduğundan davacı – birleştirilen dosyada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kamulaştırma bedelinin 970.140,47 TL olduğunun tespitine karar verilerek birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; münavebe deseninin doğru belirlenmediğini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki asıl davada kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, birleştirilen dava kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesi 124626 ada 28 parsel sayılı taşınmaza, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak bulunan m² birim bedeline, % 100 oranında objektif değer artışı oranı ilave edilmek suretiyle değer biçilmesi doğru olduğu gibi kamulaştırmadan arta kalan alanda % 15 oranında değer düşüklüğü oluştuğunun kabulü ile toplam kamulaştırma bedeli tespit edilerek birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı-Birleştirilen davada davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.