Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8463 E. 2024/2120 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacının taşınmazına kamulaştırmasız el atması nedeniyle, taşınmaz bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin, imar planı değişiklikleri ve uygulamaları yoluyla davacının taşınmazına fiilen el atmasa da, uzun yıllar planı hayata geçirmemesi ve kamulaştırma veya takas yoluna gitmemesi nedeniyle mülkiyet hakkına müdahalede bulunduğu, dolayısıyla kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği ve taşınmaz bedelinin emsal değerlendirilerek tespitinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2455 Esas, 2023/1853 Karar

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada eski 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalı idare tarafından taşınmaza bir bütün olarak el atıldığını, dava konusu eski 1 parsel sayılı taşınmaza fiilen okul yapıldığını, imar uygulaması sonucu vatandaş hisselerinin 5 parsel sayılı taşınmazda bırakılarak kamuya ait hisselerin 6 parsel sayılı taşınmazda toplandığını belirterek 5 parselin bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; fiilen kamulaştırmasız el atma durumunun söz konusu olmadığını, okul yapılması için arsada bulunan Hazine hissesi ile şahıs hisselerinin ifrazının sağlanması amacıyla belediye tarafından plan değişikliğine gidilmesi için çalışma yapıldığını, davacı hissesi üzerinde idarenin bir tasarrufu bulunmadığını, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, talep edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın davacı adına kayıtlı tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;zamanaşımı, görev ve husumet itirazları bulunduğunu, el atmanın söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmaza ilişkin belediye meclisi kararı ile ifraz yapılarak şahıs ve Hazine hisselerinin ayrıldığını, okul inşaatı Maliye Hazinesinin hissesinde kaldığından şahıs hisselerine ait taleplerde idari yargının görevli olduğunu, dava konusu taşınmaz imar planında eğitim alanı olarak ayrılmış olup imar planı çalışmaları sırasında idarelerinin herhangi bir toplantıya davet edilmediklerini ve görüşlerinin alınmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, karşılaştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu, fiili el atma söz konusu olmadığından maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada 4 parselin 1995 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planında “İlköğretim Alanı” olarak ayrıldığı ve üzerinde imar planına uygun olarak ... ... Ortaokulu ve ... İlköğretim Okulu inşaatlarının devam etmekte olduğu, bahçe duvarının parselin sınırlarını çevrelediği ve bu yönüyle taşınmaza fiilen el atıldığı, davaya konu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar plan tadilatının 25.09.2017 tarihinde kesinleştiği, bu plan değişikliği sonucu yapılan 85322 nolu parselasyon planı ile taşınmazın ... ada 3 ve 4 parseller olduğu, imar planına ilişkin çakıştırmalı krokiye göre yeni oluşan 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların öncesinde ... ada 1 parsel ile aynı yerde kaldığı, el atılan taşınmaz bölümünün ifrazen mülkiyeti Hazineye ait 3 parsel sayılı taşınmaz olarak, şahıs hisselerinin ise 5.288,13 m² alanlı 4 parsel olarak tapuda tescilin sağlandığı, akabinde ... Belediye Meclisince hazırlanıp Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ise 12.08.2020 tarihli ve 868 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında eğitim alanı olarak ayrıldığı, onaylı plana bağlı olarak yapılan 85352 no.lu parselasyon planı ile dava konusu taşınmazın ... ada 5 ve 6 sayılı parseller olarak ayrıldığı, 6 parselin Hazine adına tescil edildiği, şahıs hisselerinin ise 5 parselde toplandığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre 5 ve 6 parsellerin kök 1 parsel ile aynı yerde kaldığı, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ... İlkokulunun bulunduğu, davacının da maliki bulunduğu 5 parselin ise boş arsa görünümünde olup üzerinde herhangi bir yapı ve tesis bulunmadığının bildirildiği anlaşılmış olup, dava konusu taşınmaza fiilen el atmanın olmadığı tespit edilmiş ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu olarak da idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği, bu itibarla taşınmaza davalı idarece öncesinde fiilen el atılarak okul inşaatına başlandığı, yargılama devam ederken yapılan imar uygulamaları sonucu davacıya ait payın aynı yerde kalan ve imar planında da aynı amaca tahsis edilen ve ifrazen oluşan taşınmaza şuyulandırılmış olmasının fiilen el atma olgusunu ortadan kaldırmayacağı, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği, taşınmaza fiili el atma olgusu gerçekleşmemiş olsa dahi imar planlarının onay tarihi dikkate alındığında makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerektiği dikkate alındığında, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle taşınmazın paydaşlarınca açılan ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2012/13986 Esas sayılı ilamı ile denetimden geçerek kesinleşen metrekare birim bedeli de değerlendirilmek suretiyle bedeli tespit edilerek davalı idareden faizi ile tahsiline dair kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca belirlenen bedele ıslah tarihi gözetilerek faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olup, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatı bölge itibarıyla Dairemiz denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.