Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8466 E. 2024/2711 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza değer biçilirken, yöreye ait resmi veriler ve mutat münavebe ürünleri dikkate alınarak bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, mahkemenin hangi verilere dayandığı belli olmadan resen değerlendirme yaparak karar vermesi usule aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/276 Esas, 2023/1811 Karar

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/516 Esas, 2021/376 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Şereflikoçhisar ilçesi, ... Mahallesi, 180297 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece teklif edilen bedelin çok düşük olup taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, taşınmazın arsa niteliğinde kadastral parsel olduğunu, taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısmın değer kaybına uğradığını, değer kaybı bedelinin de kamulaştırma bedeline eklenmesi gerektiğini, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedele davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitim tarihi olan 07.03.2020 tarihinden karar tarihi olan 21.10.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faiziyle birlikte derhal davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedel tespiti yapılırken resmi verilerin dikkate alınması gerektiğini, hesaplamanın doğru olmadığını, taşınmazın sulu tarım arazisi olarak değerlendirilemeyeceğini, kapitalizasyon faiz oranının % 4 olarak uygulanmasının doğru olmadığını, objektif değer artışı uygulamasının yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın arsa niteliğinde kadastro parseli olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın rayicinin çok altında kaldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşınmazın arazi niteliğinde kabulü halinde, münavebeye esas alınan ürünlerin hatalı seçildiğini, net gelir hesabında ürün verim miktarının düşük üretim masraflarının ise yüksek alındığını, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısımda meydana gelen değer azalışına yönelik bilirkişi raporunda olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arazi niteliğindeki taşınmaza net gelirine göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen özelliklerine göre % 10 oranında uygulanan objektif değer artışının yerinde olduğu, ancak aynı kamulaştırma nedeniyle aynı bölgeden Dairenin denetiminden geçen 2. sınıf kuru tarım arazilerinde buğday veriminin 350 kg, saman veriminin 300 kg, bostan veriminin 1.500 kg, buğday fiyatının 1,50 TL, bostan fiyatının 1,20 TL, bostan giderinin ise 300,00 TL alınmak suretiyle hesaplama yapılması ve kalan kısımda otoban nedeniyle yola çıkışın engellenip engellenmediği de belirtilerek değer azalışı olup olmadığının değerlendirilmesi yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alındığı, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının geometrik şekli, yüzölçümü, ulaşım olanakları gözetilerek değer kaybına uğramadığı yönündeki değerlendirme ile değer azalışı verilmemesinin uygun olduğu, anacak münavebeye esas alınan bostan üretim masraflarının değerlendirme tarihi itibarıyla resmi verilere göre 300,00 TL olduğu halde ek raporda daha fazla alındığı anlaşıldığından bu husus düzeltilmek suretiyle yeniden hesaplama yapıldığında, % 10 değer artışıyla birlikte taşınmazın m² birim fiyatının 24,51 TL, toplam kamulaştırma bedelinin ise 539.836,67 TL olarak belirlendiği, tespit olunan 286.987,83 TL fark kamulaştırma bedelinin davacı idarece depo edildiği gerekçesiyle, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Kuru tarım arazisi niteliğindeki davaya konu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla yerindedir.

3. Buna karşın, dava konusu taşınmaza dava tarihi itibarıyla değer biçilirken, Şereflikoçhisar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden yörede uygulanan mutat münavebe ürünlerin neler olduğu sorulup, bu ürünlere dair değerlendirme yılı olan 2019 yılı resmi ve kesin verileri (verim, fiyat, ayrıntılı masraf) getirtilip, 2942 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinde belirtilen yöntemle oluşturulacak bilirkişi heyetinden alınacak rapor denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; hangi verilere dayanıldığı ayrıca ve açıkça belirtilmeden, denetime imkan vermeyecek şekilde soyut ifadelerle, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konuda hakimin resen inceleme yapmak suretiyle karar vermiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.