"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/722 Esas, 2023/1202 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/56 Esas, 2021/301 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, İzmit ilçesi, ... köyü 1503 parsel (eski 396 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline, yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından kamulaştırma kararı alınan taşınmazın kıymet takdirinin 109,81 TL/m² hesabıyla 93.081,54 TL bulunduğunu, taşınmazın mütemmim cüz-ü olarak belirlenen 1 adet erik ağacı için 207,00 TL takdir edildiğini, yapılan bu kıymet takdirine ilişkin teknik hesaplama yöntemi, dava dilekçesi ile birlikte taraflarına tebliğ edilmediğinden hem ana taşınmaz hem de mütemmim cüz olarak belirlenen ağacın m2 birim bedelinin hangi araştırma sonucu, nasıl bir yöntemle belirlendiğinin tarafımızca bilinmediğini, Kocaeli Emlakçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından, müvekkiline verilen 22.02.2021 tarihli belgede, dava konusu taşınmazın rayiç bedelinin m² birim tutarının 220,00 TL olduğunu, taşınmazın rayiç bedelinin dahi, davacı idare tarafından yapılan tespitten oldukça yüksek olduğunun görüldüğünü gerçek değer, rayiç bedelden de fazla olup, işbu bedelin bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğini, davacı idare tarafından müvekkiline yapılan teklifin, taşınmazın gerçek değerinin oldukça altında olduğunu, bu nedenlerle yapılan bu kıymet takdirini kabul etmediklerini, taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini, tespit edilen bedele, sürenin bitiminden itibaren karar tarihine kadar faiz işletilmesini, davacı idare tarafından belirlenerek müvekkiline teklif edilen değerin taşınmazın ve tamamlayıcı parçalarının gerçek değerinin oldukça altında olması nedeniyle gerçek değerinin mahkemece tespitini, yargılama masrafları, faiz ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece dava konusu taşınmaz için belirlenen kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrası olan tarihten karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi yönünde hüküm kurulduğunu, yargılamanın uzamasında müvekkili kuruma atfedilecek bir kusur olmadığından kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkili kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporu teknik ve hukuk yönden eksik olduğunu ve bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında tarla vasfında yer aldığını, arsa olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, emsal taşınmazın doğru bir emsal olmadığını, emsal taşınmazın sadece 860 m²sinin satış gördüğünü, bu durumun satışın özel amaçlı satış olduğunu gösterdiğini, emsal olarak alınan satışların kimler arasında yapıldığının belli olmadığını, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, değeri yüksek taşınmazların emsal olarak alınmasının bedel yükseltme amacına yönelik olduğunu, dava konusu taşınmazın m² bedeli belirlenirken objektif kriterlerin dikkate alınmadığını belirterek yerel mahkeme kararının eksik inceleme sebebiyle kaldırılmasını, müvekkil idare lehine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu, mahkemenin bu raporu esas alarak hüküm kurmasında isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeden Dairemize gelen benzer dosyalarda belirlenen bedellerin uyumlu olduğu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru olduğu gibi kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Kocaeli ili, İzmit ilçesi, ... köyü 1503 parsel(eski 396 parsel ) sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline, yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.