"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/22 Esas, 2021/49 Karar
DAVA TARİHİ : 12.08.2015
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 103 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.06.2016 tarihli ve 2015/420 Esas, 2016/237 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce 25.02.2019 tarihli ve 2017/20093 Esas, 2019/2912 Karar sayılı bozma ilâmı arazi niteliğindeki taşınmazın zeminine gelir metoduna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın %5 kabulü ile az bedel tespiti, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun %200 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre az bedele hükmedilmesi, infazda tereddüt yaratacak şekilde faiz hükmü kurulmuş olması, 28.04.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi gereğince ... harçtan muaf hâle geldiğinden, ... aleyhine harca hükmedilmesinin doğru olmadığı, 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalılar ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon fazi oranının % 4 alınmasının kabul edilemez olduğunu, kapitalizasyon faiz oranı belirlenirken bu faktörlerin kapitalizasyon faiz oranına etkileri araştırılmadan objektif unsur olarak kullanılmasının mükerrer değer artışına neden olduğunu, % 200 olarak kullanılan objektif değer artışının nedeni net olarak açıklanmadan hesaplanan kamulaştırma bedelinin haksız zenginleşmeye neden olacağını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; hesaplamanın taşınmazın objektif konumuna uygun daha yüksek bir objektif artış oranı benimsenmek suretiyle yapılması gerektiğini, münavebenin hatalı uygulandığını, taşınmaz üzerinde tercihli kullanım alanı dolayısıyla ciddi bir ticari faaliyet yürütülebilineceğini, taşınmazın değerli bir konumda olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare ve bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Mahkemece bozma öncesi verilen hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz için belirlenen net gelir bozma konusu yapılmadığı halde, bozma sonrası davalılar lehine oluşan usulî kazanılmış hak ilkesi ihlâl edilerek net gelir değiştirilerek düzenlenen rapora hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
4. Kabule göre de; Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak bozma ilâmı sonrası artan fark bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve bozma ilâmı sonrası oluşan fark bedelin derhâl ödenmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Bir kısım davalılardan peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgililerine iadesine,
11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.