"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/125 Esas, 2022/523 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, 19 Mayıs ilçesi, ... Mahallesi 72, 76 ve 94 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili Avukat ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların sulu tarım arazisi niteliğinde verimli bir yapıya sahip olduğunu, Karadeniz bölgesinde arazinin sınırlı olduğunu, bu nedenle kapitalizasyon faizinin en alt seviyede alınması gerektiğini, yörede yetişen ürünler ile bu ürünlere ilişkin verilerin İlçe Tarım Müdürlüğünden sorulmasını, ancak taşınmazların bulunduğu bölgenin kendine özgü yapısı nedeniyle yüksek verim alındığının da göz ardı edilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.07.2017 tarihli ve 2016/715 Esas, 2017/597 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 31.07.2017 tarihli ve 2016/715 Esas, 2017/597 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2017 tarihli ve 2017/2620 Esas, 2017/2632 Karar sayılı kararı ile tarım arazisi vasfında olan dava konusu taşınmazların değeri konusunda 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen gelir metoduna göre değerlendirme yapılması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların getireceği net gelir belirlenirken hangi nedenle %4 oranında kapitalizasyon faiz oranının uygulandığı hususunun açıklanması ile ayrıca dava konusu taşınmazların niteliği, konumu ve bilirkişi kurulu raporundaki özelliklerine göre belirlenen objektif değer artırıcı unsur oranının mevcut duruma uygun olması, münavebe ürünü olarak kabul edilen ürünler ile brüt gelirden indirilmesi gereken üretim masrafının Türkiye ortalaması dikkate alındığında brüt gelirin 1/3'ünden az olamayacağı gözetilip buna göre ürünün çeşitliliği, ürünün yetiştirildiği yer ve şartları dikkate alındığında bu oranın daha yukarıda olmasının mümkün olacağının kabulü ile bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporun dosya kapsamına, Yargıtay içtihatlarına ve kanuna uygun olduğu, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı idare ve bir kısım davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 19.09.2019 tarihli ve 2018/314 Esas, 2019/14344 Karar sayılı kararı ile Türkiye ortalamasına göre münavebe ürünlerinin üretim masraflarının brüt gelire göre yazılı şekilde fazla alınması ekonomik tarım yapılmasında tereddüt yaratacağından İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden üretim masraflarının yeniden sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazların birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun %50 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre az bedele hükmedilmesi ve 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 26.01.2021 tarihli ve 2019/711 Esas, 2021/21 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 26.01.2021 tarihli ve 2019/711 Esas, 2021/21 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 07.02.2022 tarihli ve 2021/8662 Esas, 2022/1521 Karar sayılı kararı ile; mahkemece verilen ilk karar Dairemizce üretim masrafları ve objektif değer artırıcı unsur yönünden bozulduğundan, ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabul edilen münavebe ürünlerinin verim miktarları taraflar arasında kesinleşmiş olduğu gözetilmeden münavebe ürünlerinin verim miktarlarından daha az kabul edilerek hesaplama yapan rapora göre hüküm kurulması, mahkemenin ilk kararı, davalılardan ... tarafından temyiz edilmediğinden, ilk kararda tespit edilen bedelin bu davalı yönünden kesinleşerek davacı idare lehine usulî kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden; usulî kazanılmış hak ilkesi ihlal edilmek suretiyle hükmü temyiz etmeyen davalı yönünden fazla bedele hükmedilmesi ve bozma öncesi ilk kararla tespit edilen kamulaştırma bedeline ilk karar tarihine, fark bedele ise son karar tarihine kadar faiz uygulanması gerekirken, yazılı şekilde tespit edilen bedelin tamamına son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artışı oranının yüksek uygulandığını, bu nedenle dava konusu taşınmaz için fahiş bir bedel belirlendiğini, müvekkili idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idare adına tescil hükmü kurulmadığını ileri sürmüştür.
2. Bir kısım davalı vekili Avukat ... temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen bedelin tümü için son karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğini, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden fazla olmaması gerektiğini, münavebeye bölgede yetişen şekerpancarı, fasulye, papino, kelem (lahana) gibi sıklıkla ekilen ürünler yerine, geliri az olan ve en az ekilen buğday ve tütün ürünlerinin alındığını, kapitalizasyon faizinin %3 oranında, objektif değer artış oranının ise en az %100 oranında uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılar ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.