Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8898 E. 2024/2020 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmaz için tazminat ve ecrimisil taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin taşınmazın bedelinin belirlenmesi ve ecrimisil hesabında usul ve yasaya uygun davrandığı, bozma kararları ile kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/618 Esas, 2023/481 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz ve ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl dava ile birleştirilen dava ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı bir kısım davacılar ve davalı idare vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl davanın dava dilekçesinde özetle; dava konusu Aydın ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 650 Ada 3 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu davalı idarenin dava konusu taşınmazı kamulaştırmaksızın fiilen işgal ettiğinden son 5 yılın ecrimisil bedeli ile kamulaştırmasız el atma bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

2.Birleştirilen (2014/1293 Esas) dosya davacıları dava dilekçesinde özetle; Aydın ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 650 Ada 3 parsel sayılı taşınmazda davacıların müşterek malik olduğunu, davalı tarafın taşınmazı haksız el atması nedeniyle Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/516 Esas, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/30 Esas ve 2012/1084 Esas sayılı dosyalarının derdest olduğunu, ecrimisilin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiş ıslah ile ilgili olarak da zamanaşımı definde bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.02.2012 tarihli ve 2007/230 Esas, 2012/107 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; dava konusu taşınmaz boş arsa vasfında olup aynı nitelikteki bir taşınmazın kiraya verilmesine ilişkin kira sözleşmesinin ecrimisil hesabında esas alınması gerekirken, süpermarketin kiraya verilmesine ilişkin bir sözleşmenin esas alınması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 03.05.2018 tarihli ve 2012/1084 Esas, 2018/357 Karar sayılı kararı ile asıl davada tazminat ve ecrisimil isteminin kabulü ile birleştirilen 2014/1293 Esas sayılı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davacıları ile davalı idare vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; ecrimisil belirlenirken taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyorsa nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, değerlendirme gününden önceki kira sözleşmesi emsal alınıp ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenip sonraki dönemler için ÜFE artış oranının yansıtılması gerekirken, değerlendirme gününden çok sonraki tarihli bir kira sözleşmesi esas alınıp geriye doğru endeks uygulamak suretiyle ecrimisil bedeli belirlenmesi, bir kısım davacı tarafından 20.04.2005, 20.10.2006 ve 20.07.2007 tarihlerinde davalı idareye kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası açıldığı, davaların bozma üzerine yargılamasının devam ettiği anlaşılmakla, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasının dava tarihinden itibaren davalı idare bakımından taşınmazı kullanma hakkı doğduğu gözetilerek daha sonraki dönem için ecrimisil isteminde bulunamayacağının düşünülmemesi ve bozmadan önceki hükmün ortadan kalktığı düşünülmeden dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atılan kısmının tazminat bedeli ile ilgili yeniden hüküm kurulmaması gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D.Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulü ile birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar ve davalı idare vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Bir kısım davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ecrimisil hesabına ilişkin itirazları dikkate alınmadan çok düşük oranda bedel belirlendiğini, alınan bilirkişi raporları arasında fahiş fark olduğunu, birleştirilen dava yönünden ecrimisil şartları oluştuğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden idare aleyhine yüklenen tazminat haksız olduğundan davanın reddini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisil bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nu (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, taraf vekillerinin aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, toplanan belgeler üzerinden tarafların iddiasının denetlendiği, bozma ile kesinleşen ve taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım davacılar ve davalı idare vekillerinin görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Asıl davada davacılar ... vd.den, asıl ve birleştirilen davada davalı idareden peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.