"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/661 Esas, 2023/493 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/5 Esas, 2021/325 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; keskinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, Defne ilçesi, ... Mahallesi 121 Ada 32 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları 5. Bölge Müdürlüğüne davacı tarafça usulüne uygun olarak yapılmış uzlaşma başvurusunun bulunup bulunmadığının sorularak, uzlaşma başvurusunun bulunmaması durumunda davanın dava şartı yokluğundan, uzlaşma başvurusunun bulunması durumunda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu, davacının zararının karşılanmadığını, bu yöndeki hesabın eksik yapıldığını, taşınmazın hem iskan hem ticari anlamda değerinin emsalden üstün olduğunu, davacı idare lehine ortadan kaldırılması gerektiğini talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığı ve yol olarak kullanıldığı gerekçesiyle tazminat bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, emsalin bulunduğu semtin nezih ve rağbet gören bir yerde olduğunu, emsalin kesinlikle uygun bir emsal olmadığını, hesaplanan tazminat bedelinin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmaza rayicinin çok üzerinde bir değer takdir edildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kaldırma kararından sonra emsal kıyaslaması metodu ile kadastro parseli niteliğinde olan Odabaşı Mahallesi 427 parsel sayılı taşınmazın 22.04.2011 tarihli satışı esas alınmış, taşınmazın da emsalin %10'u değerinde olduğu kanaatine ulaşıldığı emsalin dava tarihindeki bedeli olan 6.584,36 TL'nin %10'u alınarak taşınmazın birim bedeli 658,43 TL/m² olarak hesaplandığı ancak; daha önce aynı mahalden Yargıtaya intikal eden ve birbirlerine yakın konumda, aynı yol güzergahında oldukları TAKBİS Parsel Sorgu uygulamasından görünen Güneysöğüt Mahallesi 101 ada 63 parsel sayılı taşınmaz için 2018 değerleme tarihi itibarıyla biçilen 1.047,34 TL/m², Meydancık Mahallesi 1285 parsel sayılı taşınmaz için 2015 değerleme tarihi itibarıyla biçilen 746,08 TL/m² bedel ile taşınmazın bitişik komşusu Hancağız Mahallesi 121 ada 35 parsel sayılı taşınmaz için 2018 değerleme tarihi itibarıyla belirlenen 963 TL/m² bedeller Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/9139 Esas, 2023/520 Karar 2018/3539 Esas, 2019/14969 Karar 2018/3547 Esas, 2019/14970 Karar ve 2021/9104 Esas, 2022/2504 Karar sayılı ilamları ile onandığından rapordaki tespitlere göre hesaplanan 658,43 TL/m² birim fiyatın emsallerine göre bir miktar düşük olduğu kanaatine ulaşılmış, Dairece yapılan değerlendirme sonucu, dava konusu taşınmazların emsalin %11'i oranında değerli kabulü ile birim fiyatının 724,27 TL/m² olarak tespiti halinde hakkaniyetli, denetimden geçen dosyalarla değerleme tarihlerine göre tutarlı ve yöre rayiçlerine uygun bir bedele ulaşacağı kanaati ile bu bedelden hesaplama yapılmış buna göre davacının talep edebileceği tazminat miktarı 434.083,98 TL olarak bulunmuş, tapu kaydında bulunan haciz şerhinin bedele yansıtılmamış olması ve Anayasa Mahkemesinin 28.07.2022 tarihli ve 2018/32734 başvuru numaralı kararı ile kamulaştırmasız el atma dolayısıyla açılan tazminat davasında davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde kabul edildiği gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca davalı idare lehine kabul ve ret oranına göre nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 30.11.2023 tarihli ve 2023/101 Esas, 2023/207 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarına ilişkin olarak 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükmü Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğinden davalı idarenin bu yöndeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Davaya konu taşınmaz arsa niteliğinde olduğundan 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince emsal kıyaslaması yapılmadan Dairemiz denetiminden geçen metrekare birim bedeli esas alınmak suretiyle değer biçilmesi doğru değildir.
5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.