Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9274 E. 2024/4889 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yöntemiyle belirlenen bedelin tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği ve kararın hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak bir eksiklik bulunduğu gözetilerek, eksiklik giderilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1000 Esas, 2023/1158 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/288 Esas, 2023/22 Karar (Birleştirilen 2022/398, 2016/334 Esas sayılı dosyalar)

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekillince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılar ..., ... ve ... dışındaki davacıların paylarına düşen miktarların Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçenler dışındaki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin davacılar ..., ... ve ...'un payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dosyaların dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Tuğlacıbaşı Mahallesi 420 ada 24 ve 24/b parsel sayılı taşınmazlara kamulaştırma yapılmadan davalı ... tarafından hukuken ve fiilen el atılmış olduğunu belirterek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerin ...Caddesinde anayolda bulunması nedeniyle Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluğunda olduğunu, oradaki tüm işlemlerin Büyükşehir Belediyesince yapıldığını, bu nedenle herhangi bir hak ediş ve ödeme emrinin müvekkili idarede bulunmadığını, söz konusu dava konusu taşınmazların imar planında konut sahasında kaldığını, kısmen yola terk işlemi bulunmadığını, müvekkili idare tarafından herhangi bir yol genişletme çalışması yapılmadığını, müvekkili idare yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar ...Caddesinde yani anayolda olup Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda olduğunu, dava konusu taşınmazın el atılan kısımlarının imar mevzuat hükümleri doğrultusunda yasal olarak kamu eline geçmesi gereken alanlar olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini, davalı idare aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin maktu belirlenmesini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre taşınmazın konumu ve özelliklerine göre dava tarihi itibarıyla tespit edilen el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dosya kapsamına göre el atma tarihi 1983 yılı sonrası olarak tespit edildiğinden nispi vekâlet ücreti takdir edilmesinin isabetli olduğu, böylece Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı; ancak dava konusu taşınmazın el atma tarihi 1983 yılı sonrası olarak tespit edildiğinden nispi harç alınması yönünde düzeltilerek yeniden karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. İnfazda tereddüt uyandıracak şekilde kararın hüküm kısmında dava konusu taşınmazın bulunduğu il, ilçe, mahalle adı ve ada numarasının gösterilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacılar ..., ... ve ... Dışındaki Davacılar Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davacılar ..., ... ve ... Yönünden;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) no'lu bendinde "Davaya konu" ibaresinden sonra gelmek üzere "İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Tuğlacıbaşı Mahallesi 420 ada" ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.