"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/291 Esas, 2023/472 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ve ecrimisile ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacı ... davasının tefrikine, diğer davacıların kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davasının kabulüne, ecrimisil davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427 nci maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davacılar ..., ..., ..., ..., ... için temyize konu edilen miktarlar ayrı ayrı 12.288,86 TL olup karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla adı geçen davacılar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar ..., ..., ..., ..., ... dışında kalan davacıların payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi eski 157 parsel, yeni 2944 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından usulüne uygun kamulaştırma yapılmaksızın fiilen boru hattı geçirilmek suretiyle el atıldığından taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında Trakya Doğalgaz Boru Hattı güzergahında kaldığından Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 26.02.1987 tarihli ve 352/2 sayılı kamulaştırma kararı alındığını, akabinde o dönem ki mevzuat olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) çerçevesinde kıymet takdir komisyonu oluşturulduğu ve belirlenen kamulaştırma bedelinin 01.05.1987 tarihinde Büyükçekmece Ziraat Bankasına yatırıldığını, noter tebliğlerinin yapıldığını, bu işlemlerin yapılmasından tam 27 yıl sonra gerçek hak sahibinden neredeyse iki nesil sonra iş bu davanın açılmış olmasının iyiniyet sınırlarını zorlamakta olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.06.2015 tarihli ve 2014/354 Esas, 2015/344 Karar sayılı kararı ile hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin15.06.2015 tarihli ve 2014/354 Esas, 2015/344 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; usulüne uygun kamulaştırma işlemi olup olmadığı yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... davasının tefrikine, diğer davacıların kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davasının kabulüne, ecrimisil davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; usulüne uygun kamulaştırma işlemi bulunduğunu, bu yönde aynı bölgede idare lehine emsal kararlar bulunduğunu, öte yandan taşınmaz üzerine yol ve park yapıldığından idare aleyhine husumet yönlendirilemeyeceğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci madesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Buna karşın, resen yapılan denetimde el atma tarihi gözetildiğinde nispi harca hükmedilmesi gerekirken maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesnin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacılar ..., ..., ..., ..., ... Paylarına Karşılık Hükmedilen Bedeller Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davacılar ..., ..., ..., ..., ... Dışındaki Davacıların Paylarına Karşılık Hükmedilen Bedeller Yönünden;
1.Davalı idare vekilin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Kamu düzeni ilkesi gereği Mahkeme kararının harca ilişkin altıncı bendinin sonuna " Davacılar ..., ..., ..., ..., ... dışındaki davacıların paylarına karşılık hükmedilen bedeller toplamı üzerinden hesaplanan 28.010,56 TL nispi harcın davalı idareden tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.