Logo

5. Hukuk Dairesi2023/936 E. 2023/6182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin davada, kamulaştırmadan arta kalan kısmın değer düşüklüğü bedelinin hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda, fen bilirkişi raporu ve krokisine göre taşınmazın iki parçaya bölündüğü, güneyde kalan bir kısmın bulunmadığı tespit edildiğinden ve kamulaştırmadan arta kalan kısmın değer düşüklüğü olmadığı anlaşıldığından, ilk kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 259 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 527,76 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, bir an için tarla vasfında olduğunun düşünülmesi hâlinde de gerçek ve doğru verilerin getirtilmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranın %4 alınması ve kamulaştırmadan arta kalan bölümlerde değer kaybının yüksek hesaplanması gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2018 tarihli ve 2017/192 Esas, 2018/152 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.06.2019 tarihli ve 2018/2053 Esas, 2019/982 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 259 ada 16 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş; ancak dosyadaki mevcut fen bilirkişisi krokisine göre taşınmazın kamulaştırma ile 3 parçaya bölündüğü, davalı vekilince de kamulaştırılan kısmın güneyinde 676 m²lik bir bölümün bulunduğunu beyan etmiş olmasına ve bu hususun da kroki ile uyumlu olduğu görüldüğünden, kamulaştırma sonucu arta kalan ve kamulaştırılan kısmın güneyinde yer alan kısmın alanı net olarak tespit edildikten sonra geometrik durumu da nazara alındığında işe yaramayacağı gözetilerek bu bölümün bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin esastan ret kararı kaldırılarak, Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının yüksek alındığını, masrafın brüt gelirin 1/3'ü olarak alınmasının hatalı olduğunu, objektif değer artış oranının yüksek alındığını, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte tarla olarak biçilen değerin hatalı olduğunu, ilçe verilerinin hatalı olduğunu, münavebe cetvelindeki ortalamaların yanlış hesaplandığını, kapitalizasyon faiz oranın %3 olması gerektiğini, objektif değer artış oranın az alındığını, kamulaştırmadan arta kalan alanda değer düşüklüğünün bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yapılan incelemede; ilk karara yönelik temyiz dilekçesinde, davalı vekili taşınmazın 3 parçaya bölündüğünü ve solda 676,00 m²lik alanın kaldığını, arta kalan kısımların kamulaştırılması gerektiğini beyan etmiş olup dosyada mevcut fen bilirkişisi raporunda sadece kamulaştırılan alanın yazıldığı, eki krokide ise kalan alana ilişkin bir bilginin bulunmadığı gibi, krokinin incelenmesinden taşınmazın 3 parçaya bölünmüş gibi görülmesi üzerine, fen bilirkişisinden ek rapor alınarak taşınmazın güneyinde kalan alan var ise işe yaramayacağı gözetilerek bedeline hükmedilmesi gerekçesiyle bozma kararı verilmiş olup Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verildikten sonra fen bilirkişisi incelemesi yaptırılmış olup rapor ve krokiye göre taşınmazın 2 parçaya bölünmüş olduğu, taşınmazın güneyinde kalan bir kısmın bulunmadığının tespit edilmiş olması nedeniyle değer düşüklüğü bedelinin hesaplanmayarak ilk karar gibi hüküm kurulması doğru olduğu gibi, Mahkemece bozmaya uyularak fen bilirkişisi incelemesi yapıldıktan sonra ilk kararda direnilmesine karar verilerek hüküm tesis edilmiş ise de bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek bozma ilâmı doğrultusunda fen bilirkişisinden rapor alındıktan sonra uyma kararından dönülerek ilk kararda direnilmesine karar verilmiş olup bozma ilâmına uyularak inceleme yapıldıktan sonra direnme kararı verilemeyeceğinden, kararın teknik olarak direnme mahiyetinde olmadığı anlaşıldığı gibi, bozma ilâmının 2 nci bendi doğrultusunda da idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olduğu görülmüş olup sonuç itibarıyla bozma ilâmına uyularak yapılan inceleme sonucunda kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü ve geometrik durumu gözetildiğinde değer azalışı bedeline hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.