Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9546 E. 2024/3198 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve hangi tarih esas alınarak faiz işletileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturan ilk kararda hükmedilen bedelin üzerinde bir bedele hükmedilmesi, faizin yanlış tarih esas alınarak hesaplanması ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olmakla birlikte, bu hataların düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk kararda hükmedilen bedel esas alınarak ve faiz ile vekâlet ücreti hususlarında düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/760 Esas, 2020/744 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Alanya ilçesi, ... Mahallesi 105 ada 8 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle, irtifak kamulaştırma bedelinin ehil bilirkişilerce ve usulüne uygun olarak tespiti ile davalıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.12.2014 tarihli ve 2014/130 Esas, 2014/813 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, fen bilirkişi raporuna ekli krokisinde taralı olarak gösterilen bölümü üzerinde davacı lehine daimi irtifak hakkı tesisine, tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 17.279,29 m² yüzölçümündeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca açılan acele el koyma dosyasında alınan bilirkişi raporunda kuru tarım arazisi olarak değer belirlenmiş iken hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya ait olduğu belirtilen 105 ada 32 parsel sayılı taşınmazda bulunan kuyudan dava konusu taşınmazın sulanabilme imkanın olduğu tespit edilerek sulu tarım arazisi kabulü ile bedeli tespit edilmiş olup, mahkemece bu rapora itibar edilerek hüküm kurulduğundan mahallinde yeniden keşif yapılarak, taşınmazın halihazırda fiilen sulanıp sulanmadığı, su kaynağının veya mevcut ise sulama tesisinin taşınmazın yüzölçümü dikkate alındığında, taşınmazın tamamını veya bir kısmını sulamaya yetip yetmeyeceği (hakim gözlemi keşif tutanağına yazılmak suretiyle) hususları kesin olarak belirlenip raporlar arasındaki çelişki giderildikten ve 105 ada 32 parselin de davalıya ait olup olmadığı, tapu kayıtları getirtilip tespit edildikten sonra münavebe ürünlerinin dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemi toptan kg. satış fiyatları Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden getirtilerek raporların denetlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulması, karar tarihi itibarıyla resmi verilerin oluştuğu gözetilerek dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 2014 yılı resmi verilerine göre değer biçilmesi gerekirken 2013 yılı resmî verilerine endeks uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, davacı idare lehine irtifak hakkı tesisine karar verildiği hâlde, tapuya tesciline ilişkin hüküm tesis edilmemesi, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele yasaya uygun şekilde 14.07.2014 tarihinden karar tarihine kadar faiz uygulanmasına karar verildiği hâlde, fark bedele 11.09.2014 tarihine kadar işlemiş olan yasal faizinin de depo edildiği anlaşıldığından fazla depo edilen 324,39 TL bedelin iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmediği gibi 7139 sayılı Kanun'la değişik2942 sayılı Kanunu'nun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokisinde taralı olarak gösterilen bölümü üzerinde davacı lehine daimi irtifak hakkı tesisine, bu hakkın tapuya tesciline, belirlenen irtifak hakkı bedelinin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin alınan münavebe ürünleri nedeniyle fahiş tespit edildiğini, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden son beş yılın verilerinin getirtilerek ortalaması üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, objektif değer artış oranının ve irtifak değer düşüklüğü oranının hatalı belirlendiğini, 870,45 TL'nin iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğunu, faizin hatalı işletildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, sulu tarım arazisindeki taşınmazların kapitalizasyon faiz oranının %4 alınması gerektiğini, objektif değer artış oranının düşük alındığını, taşınmazın konumunun gözetilmediğini, değer kaybı hesabının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen sair nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Mahkemece verilen ilk kararın sadece davacı idare tarafından temyiz edildiği, davalı tarafça temyiz edilmediği, ilk kararla hükmedilen 32.903,17 TL'nin davacı idare yönünden usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeksizin fazla bedele hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

4.Dava dört ay içinde sonuçlandırılmadığından ilk kararla hükmedilen bedele 13.07.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 22.12.2014 tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirlen son karar tarihine kadar faiz işletilmesi doğru değildir.

5.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a) (2) numaralı bendinde geçen "33.711,08" sayısının hükümden çıkartılması, yerine "32903,17" sayısının yazılması,

b) (3) numaralı bendin ikinci paragrafında geçen "22.999,42" sayısının çıkartılması, yerine "21.951,26" sayısının yazılması, aynı paragrafın sonunda yer alan "bozmadan önce fazla depo edilen 324,39 TL'nin davacıya iadesine" ibaresinin hükümden çıkartılması, yerine ‘davacı idarece fazla bloke edilen 1132,3 TL bankadan çekilmişse çekildiği tarihe kadar varsa işlemiş nemaları ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bankadan çekilmemişse işlemiş nemalarıyla davacıya iadesine’ ibaresinin yazılması,

c) (4) numaralı bendinde geçen "22.999,42" ve "karar tarihine (25.11.2020 tarihine)" ibarelerinin hükümden çıkartılması, yerine sırasıyla "21.951,26" ve "ilk karar tarihi olan 22.12.2014 tarihine" ibarelerinin yazılması,

d) (8) numaralı bendinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden ve davalıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.