Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9611 E. 2024/3471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının daha önceki yargılama aşamalarında değerlendirildiği ve bozma ilamıyla kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/106 Esas, 2023/476 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... köyü ... parsel sayılı 543 m² yüzölçümlü taşınmazın havaalanı çalışmaları nedeniyle 1976 yılında kamulaştırıldığını öğrendiklerini, müvekkiline kamulaştırma işlemlerinin hiçbirinin tebliğ edilmediğini, usulsüz tebliğ ile kamulaştırmanın sonuçlandırıldığını ileri sürerek tespit edilecek taşınmaz bedelinin tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Ulaştırma Bakanlığına bağlı Demir Yolları Limanlar ve Hava Yolları İnşaa Genel Müdürlüğünün ayrı bir hükmi şahsiyete haiz olduğunu, Ulaştırma Bakanlığına husumet yöneltilemeyeceğini, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına bankaya yatırılarak gerekli tebliğin yapıldığını, yasal süre geçtikten sonra dava açıldığını, cebri tescil davasının Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/238 Esas sayılı dosyasında kayıtlı dava ile sonuçlandığını, 20 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.12.2005 tarihli ve 2005/15 Esas, 2005/472 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 38 inci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanan kararı ile iptal olduğu, 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6 ncı tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el atılan taşınmazların bedelini talep etme hakkının malike tanındığı, 38 inci maddeye dayanarak idarelerin dava açma hakkının kalmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 07.09.2020 tarihli ve 2016/46 Esas, 2020/285 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen karanna karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 ve 22 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri gereğince hüküm kurulması gerektiğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 22.05.2023 tarihli ve 2022/106 Esas, 2023/476 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının gözetilmediğini, rapora itiralarının dikkate alınmadığını, bedelin hatalı hesaplandığını, kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme karannın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.