Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9678 E. 2024/5292 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, taşınmazın değeri, uygulanacak faiz oranı, tapu kaydının durumu ve bloke edilen bedelin iadesi hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın değerini belirlerken ilgili yılın resmi verilerini kullanması, uygun kapitalizasyon faizi oranını uygulaması, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun hüküm kurması ve dosyaya uygun şekilde bedel tespit etmesi gözetilerek, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/4 Esas, 2022/52 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;...köyü 133 ada 162 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.11.2015 tarihli ve 2015/252 Esas, 2015/488 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.11.2015 tarihli ve 2015/252 Esas, 2015/488 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinin son fıkrası uyarınca değerlendirmenin dava tarihi olan 2015 yılı resmî verilerine göre yapılması gerekirken 2014 yılı verilerine göre taşınmazın değerini belirleyen raporun hükme esas alınması, dava konusu taşınmazın niteliği dikkate alındığında belirlenen net gelirine % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile değer tespiti, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olmayacağı gözetmeden hesap yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, dava konusu taşınmaz baraj göl alanı olarak kamulaştırıldığından 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 16/C maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile tapudan terkini yerine idare adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.10.2018 tarihli ve 2018/75 Esas, 2018/224 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.10.2018 tarihli ve 2018/75 Esas, 2018/224 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece verilen ilk kararın davacı idare ile davalılardan ... ve ... vekillerinin temyizi üzerine bozulduğu, kararın adı geçen davalılar haricindeki davalılar tarafından temyiz edilmediği gözetilmeksizin, bozma sonrası davacı idare yararına usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilmek suretiyle kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden fazla bedele hükmedilmesi, bozma kararı sonrası oluşan fark bedelin 2942 sayılı Kanun'un 7139 sayılı Kanun ile değişik 10 uncu maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine kadar, kesinleşen karara göre davalıya ödenmek üzere 3'er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verildiğinden, fark bedel davalıya karar tarihi itibarıyla ödenemeyeceğinden, aynı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi hatalı olup kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.09.2020 tarihli ve 2019/320 Esas, 2020/155 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.09.2020 tarihli ve 2019/320 Esas, 2020/155 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı idare tarafından fazla bloke edilen bedelin, davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar işlemiş faizi ile davalı taraftan alınarak davacı kuruma ödenmesine, ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine karar verilmesi, Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hüküm kısmında dava konusu taşınmazın yüz ölçümünün belirtilmediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, taşınmazda bulunan ceviz ağaçlarının 20-25 yaşlarında olmasının mümkün olmadığını, kamulaştırma bedeline objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olmadığını, idare harçtan muaf olduğu halde karar ve ilam harcına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına usulî kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.