Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9684 E. 2024/5520 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, yerel mahkemenin bozma kararına uyma şekli.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin bozma kararında belirtilen hususlara uymaması, tescil hükmü kurmaması, fazla bloke edilen bedelin iadesine ilişkin hükmün eksik olması ve faiz hükmünün yer almaması hatalı bulunarak, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nın 438. maddesinin 7. fıkrası uyarınca düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/216 Esas, 2021/233 Karar

DAVA TARİHİ: 18.12.2014

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı ... vd. vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.04.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı idare vekili Avukat... gelmiş, davalı ... vd. vekili ile davalı asıl ... duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 705 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın değerli olduğunu, kıymet takdirinin düşük yapıldığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.05.2016 tarihli ve 2014/771 Esas, 2016/452 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.05.2016 tarihli ve 2014/771 Esas, 2016/452 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazın üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi, zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin de yöntem itibarıyla doğru olduğu, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan dava konusu taşınmaza göre yüzölçümü büyük bir taşınmazın emsal alınması doğru olmadığı gibi, emsal alınan Alaşar Mahallesi 4490 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu ve satış akit tablosunun incelenmesinden, serbest satış olmadığı, belediyenin bir anonim şirkete satışı olup, bu satışın tarafları ve taşınmazların nitelikleri dikkate alındığında ticari amaçlı bir satış olduğu ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı izlenimini uyandırdığı anlaşıldığından bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olduğundan, tespit edilen kamulaştırma bedelinden, acele el koyma kararı ile tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark bedele 19.04.2015 tarihinden karar tarihine kadar faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği halde infazda tereddüt uyandıracak şekilde faiz hükmü kurulması,doğru olmadığından 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi sekizinci fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilâmında belirtilen hususlar tam olarak değerlendirilmeden hatalı bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğini, emsal kıyaslamasının hatalı yapıldığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Bir kısım davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen zemin bedeli ile yapı bedelinin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki... Mahallesi 705 ada 6 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, üzerindeki yapılara ise aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise maktuen değer biçilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesi hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare ve bir kısım davalı vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Mahkemece verilen hüküm Dairemizin bozma kararı ile ortadan kalktığından yeniden tescil hükmü kurulmaması hatalıdır.

5. Davacı idare tarafından fazla bloke edildiği anlaşılan 9.393.40 TL bedelin, davalı tarafa ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine, şayet davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş nemaları ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

6. Tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin mahsubu ile fark bedele ilk karar tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare ve bir kısım davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare ve bir kısım davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının;

a) (2) nci bendinden “karar verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına," ibaresinin çıkartılmasına,

b) (3) üncü bendinden "davalıya iadesine" ibaresinin çıkartılmasına, yerine “davalı tarafa ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine, şayet davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş nemaları ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine" cümlesinin yazılmasına,

c) Gerekçeli kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak “Tespit edilen 336.407,00 TL bedelden acele el koyma kararı ile belirlenen 211.223.00 TL bedelin mahsubu sonrası kalan 125.184.00 TL bedele 18.04.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 17.05.2016 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına” cümlesi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye ödenmesine,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.