Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9715 E. 2024/2616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idare tarafından ödenmesi hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın değerinin tespitinde ve davalı idarenin harçtan muaf tutulması gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/1112 Esas, 2014/1078 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin maliki olduğu Mersin ili, Anamur ilçesi, ... köyü, Hendek mevkii, 1117 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılması nedeniyle dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle;dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma planının 02.01.1976 tarihinde yapıldığını ve taşınmaz maliklerine noter tebligatı yapıldığını, kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, davacıların iddialarının aksine parseldeki seraların istimlak sınırları dışında kaldığını, davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi heyeti dava konusu taşınmaza birim fiyat takdir ederken verim miktarlarını ve ürün satış fiyatlarını yüksek, üretim masraflarını ise düşük aldığını, dava konusu taşınmaz için tespit edilen kapitalizasyon faiz oranı düşük olup yöre gerçeklerini yansıtmadığını, yargılamanın uzamasına müvekkili sebebiyet vermemiş olmasına rağmen, kamulaştırma bedeline faiz uygulanmasının doğru olmadığını, yerel mahkeme kararında, dava konusu taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi ile beraber tapu kaydındaki haciz ipotek vs. gibi her türlü tasarruf kısıtlayıcı şerh ve kayıtların kaldırılmasına yönelik hüküm kurulmamasının usul ve kanuna aykırı olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Davalı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına yatırılan harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.