Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9734 E. 2024/3037 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve sorumlu idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bedelinin belirlenmesinde emsal karşılaştırması yönteminin doğru uygulandığı, dava konusu taşınmaz ile idarenin sorumluluğunda olmadığını iddia ettiği başka bir parselin çakışmadığı ve bozma kararında kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/295 Esas, 2022/200 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; miktar, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılardan ... dışındaki davacıların lehlerine hükmedilen miktarların ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı ... vekilinin davacı ... dışındaki davacılar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ... vekilinin, davacı ... payı yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi 1552 ada 8/A parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol yapılarak el atıldığını ileri sürerek belirlenecek bedelin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sokağın 12,00 metreden geniş olduğunun tespit edildiğini, idare açısından davanın görev yönünden reddi gerektiğini belirterek davanın uzlaşma talebi bulunmadığından dava şartı yokluğundan usul yönünden ve husumet yönünden reddine, davanın hak düşürücü süre ve süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 08.05.1959 tarihli ve 33 sayılı kararı ile onaylanan 39650 numaralı parselasyon planı kapsamında kaldığını, 95,00 m²sinin yola giden alan olarak ayrıldığını, 8 parselin kullanımının yurt alanı olarak değiştirildiğini, 8 parselden 95,00 m² dışında bir kesinti yapılmadığını, kesintinin düzenleme ortaklık payı olarak kesildiğini, zeminde yapılan incelemede bahse konu taşınmazın apartman sakinleri tarafından bahçe olarak kullanıldığını, fiili bir el atmanın bulunmadığını, kamulaştırma yapılmadığını belirterek davanın görev, husumet, zamanaşımı, hukuki yarar yokluğu da gözetilerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2016 tarihli ve 2015/229 Esas, 2016/577 Karar sayılı ilamı ile idari yargının görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.10.2017 tarihli ve 2017/1610 Esas, 2017/1585 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek Madde 1 inci maddesine yönelik iptal hükmü gözetilerek adli yargının görevli olduğundan bahisle işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumete ilişkin karar verirken Mahkemece taşınmazın Dumlupınar Caddesi üzerinde kaldığından, imar idare heyeti kararı ile yola giden alan olarak ayrıldığından bahsedilmiş ise de, dava konusu taşınmazın Dumlupınar Caddesi üzerinde kalmadığı, büyük kısmının TCDD kamulaştırma sınırında kalmakta olup, sorumlu idarenin de TCDD Genel Müdürlüğü olarak kabul edilmesi gerektiğini, idarenin onayı olmadan yapılan bir düzenleme ile de 19.09.2019 tarihli ve 69643 yevmiye numaralı işlem ile ... adına ihdas yoluyla 1699 ada 3 parsel sayılı taşınmazın oluşturulduğunu idarenin sorumlu olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tespiti ve sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "...Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kaybedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05. 1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi"

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05..1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "...Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına, ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. Maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ..." karar verilmiştir.

4. 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek madde 1 ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile eklenen son cümlesi

5. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmaz ile Çankaya Belediyesi adına ihdasen oluştuğu iddia edilen 1699 ada 3 parsel sayılı taşınmazın çakışmadığı, davalı idarenin bu yöndeki iddiasının yersiz olduğu anlaşılmıştır.

4. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı ... Dışındaki Davacılar Paylarına Karşılık Davalı ... Aleyhine Hükmedilen Bedel Yönünden;

Davalı ... vekilinin davacı ... dışındaki davacılara ilişkin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davacı ... Payına Karşılık Davalı ... Aleyhine Hükmedilen Bedel Yönünden;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Başkanlığından alınmasına,

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.