Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9737 E. 2024/3355 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, mahkemenin belirlediği tazminat miktarı ve vekalet ücretine yönelik itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın tazmin edilmesi gerektiği, taşınmazın niteliğine göre uygun yöntemle gerçek değerin belirlenmesi gerektiği ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin davacı vekiline hükmedilen ücreti aşamayacağı gözetilerek mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/48 Esas, 2023/178 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir ili, Gömeç ilçesi, ... köyü 244 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, açılan dava sonucu taşınmazın bir kısmının Hazine adına tescil edildiğini beyan ederek, uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğunu, iktisabının mümkün olmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tazminat talebinde bulunulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.04.2022 tarihli ve 2021/107 Esas, 2022/107 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu 55.407,57 m² alanlı, Balıkesir ili, Gömeç ilçesi, ... köyü 244 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, kadastro çalışmaları sonucunda 1999 yılında dava dışı 3. kişiler adına tespit gördüğü 19.10.2001 tarihinde 1/4 payının davacı tarafından satın alındığı, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda Gömeç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/170 Esas, 2004/122 Karar sayılı ilâmı ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan tapu kaydının iptal edilerek, Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 06.10.2005 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 20.07.2006 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza, bozma ilamına uyularak gelir metodu esas alınmak suretiyle tazminata hükmolunmasında bir isabetsizlik görülmemeyerek, davacının taşınmazda 1/4 oranında paydaş olduğu halde tam pay bedeli üzerinden hüküm kurulmak suretiyle fazla bedele hükmedildiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile 4.406,25 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı yararına hüküm altına alınan bedele göre fazla vekalet ücreti takdir edilmiş olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını veya bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, husumetin taraflarına yöneltilemeyeceğini, tapu sicilinin yanlış tutulması sonucu bir zararın bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme durumunun söz konusu olduğunu, gerçek bedelin araştırılmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı da gözetilerek davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği gözetilmeksizin, davalı idare yararına fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (4) numaralı bendinde yer alan “9.200,00” sayısının çıkartılması, yerine “4.406,25” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.