Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9788 E. 2024/3461 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın tazmini için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca açılan davada, tazminata esas değerin belirlenmesi için hangi tarihin esas alınacağı ve gelir yöntemiyle değer tespitinde zeytin veriminin nasıl hesaplanacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tazminata esas değerin, tapu iptal kararının kesinleştiği tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği, ayrıca gelir yöntemiyle değer tespiti yapılırken İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün zeytin verilerinin getirtilerek raporun denetlenmesi ve eksik inceleme yapılmaması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/83 Esas, 2023/209 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, Hazine yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyasında davalı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, Hazine yönünden davanın kabulüne, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/96 Esas sayılı dosyası yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı birleştirilen dava davacılardan ... ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... mevkii (... Mahallesi) ... ada ... parsel sayılı taşınmazın bir kısım payının tapuda davacılar adına kayıtlı iken İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.05.2001 tarihli ve 1998/466 Esas, 1998/298 Karar sayılı kararı ile orman olduğu gerekçesiyle tapusunun iptaline karar verildiğini ve hükmün 22.09.2003 tarihinde kesinleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 215/6401 pay sahibi ..., 210/6401 pay sahibi ..., 215/6401 pay sahibi ..., 400/6401 pay sahibi ..., 425/6401 pay sahibi ..., 210/6401 pay sahibi ... mirasçıları ..., ..., ... ve 210/6401 pay sahibi ... mirasçıları ... ve ... için 25.000’er TL tazminatın tapu kaydının iptal edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Hazine ve Orman Yönetiminden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2013/69 sayılı dosyasında davacı ... Yeşildal Schrader ve ... vekili 29.01.2013 tarihli dilekçesi ile asıl davadaki gerekçelerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere; Sermil Yeşildal Schrader’in kendi payı olan 210/6401 ve annesi Esma Yeşildal’dan kalan 210/6401 payın 3/4’ü için toplam 4.3750 TL ...’ın kendi payı 210/6401 ve eşi Esma Yeşildal’dan kalan 210/6401 payın 1/4’ü için toplam 3.1250 TL tazminatın tapu kaydının iptal edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Hazine ve Orman Yönetiminden tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

3. İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2014/96 sayılı dosyasında davacı ... vekili 05.03.2014 tarihli dava dilekçesi ile asıl davadaki gerekçelerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 515/6401 pay için 5.000 TL tazminatın tapu iptal ve tescil kararının infaz edildiği 03.05.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat isteminin zaman aşımına uğradığı, Hazineye husumet düşmediği, hak düşürücü sürelerin geçtiği, öncesi itibarıyla da özel mülke konu olamayacak taşınmazın tapusunun iptal edilmiş olması nedeniyle tazminat talep edilemeyeceği, zararın tapu sicilinden kaynaklanmadığı, kabul anlamına gelmemekle istenilen tazminat miktarının fazla olduğu iddiasıyla davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... Yönetimi vekili cevap dilekçesinde özetle; kendilerine husumet düşmediğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 17.03.2015 tarihli ve 2012/422 Esas, 2015/88 Karar sayılı kararı ile asıl davanın davalısı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, Hazine yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyasında davalı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, Hazine yönünden kabulüne, birleştirilen İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/96 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece asıl ve birleştirilen davalar bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de; çekişmeli taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 22.09.2003 tarihinde kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayanılarak açılan tazminat davaları için ayrıca bir zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125 inci) maddesinde yazılı 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanmasının söz konusu olduğu davada, tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, birleştirilen 2014/96 sayılı davanın açıldığı 05.03.2014 tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı Hazinenin de süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu gözönüne alındığında, 2014/96 sayılı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması; yine 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle tazminata esas değer tespitinin de bu tarih esas alınarak yapılması gerektiği halde, mahkemece dava tarihini esas almak suretiyle değer tespit eden bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmuş olması ve raporlar arasında objektif değer artış oranı bakımından esaslı çelişki olduğu halde, çelişki giderilmeden hüküm kurulması; davacılardan ...'ın, tapu kaydının iptal edildiği tarihte, tapuda 200/6401 hissesi olduğu hâlde, dava dilekçesinde 400/6401 yazılması, bilirkişi raporlarında da buna uygun olarak pay hesabı yapılması, ayrıca birleştirilen 2013/69 sayılı davanın açıldığı tarihin karar başlığına yanlış yazılmış olması, faizin dava tarihi esas alınarak hesaplanacak olması bakımından isabetsiz bulunup açıklanan nedenlerle davacı ve birleştirilen davacılar vekili ile davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairenin bozma ilamına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairece yapılan inceleme sonucunda; Dairenin 05.12.2017 tarihli ve 2016/11922 Esas, 2017/10103 Karar sayılı ret-bozma ilamının üçüncü sayfasının son paragrafının tamamen çıkarılarak bunun yerine “Ayrıca birleştirilen 2013/69 Esas sayılı davanın dava tarihinin karar başlığına yanlış yazılmış olması da isabetsizdir” cümlesinin yazılmak suretiyle maddi hatanın düzeltilmesine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 12.02.2019 tarihli ve 2018/213 Esas, 2019/65 Karar sayılı kararı ile asıl davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, Hazine yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyasında davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, Hazine yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesiin 2014/96 Esas sayılı dosyası yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... vd. ile davacılardan ... ve davalı Hazine vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... ada ... parsel sayılı 6.407 m² yüzölçümlü taşınmazın, ... tarafından açılan tapu iptali davası sonucunda İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/466 Esas, 2001/298 Karar sayılı ilamı ile tamamının tapusunun iptaline orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 22.09.2003 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl dava ve birleştirilen 2013/69 Esas sayılı davaların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, birleştirilen 2014/96 Esas sayılı davanın ise 10 yıllık süre dolduktan sonra açıldığı anlaşıldığından davacılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, taşınmaza, gelir metodu esas alınarak tazminata hükmolunmasında yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği bu nedenle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davacılar vekilinin temyizine gelince; Yargıtay uygulamalarına göre bir taşınmazın değeri belirlenirken normal koşullarda Tarım İlçe Müdürlüğünce tespit edilen verim miktarlarının ortalaması dikkate alınacağından kapama zeytin olan taşınmazın değeri belirlenirken zeytin veriminin ağaçların yaşına göre ortalama 500 kg olarak alınması gerektiği; ancak bilirkişi raporunda bu miktarın 144 kg olduğu bunun da sadece ilçe tarım müdürlüğü verilerine göre olduğu ayrıca herhangi bir gerekçe gösterilmediği dikkate alındığında raporun inandırıcı bulunmadığı, bu nedenle değerlendirme tarihinden geriye doğru 5 yılın zeytin verim miktarı sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda yazılı özelliklerine göre, kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak uygulanması gerekirken, % 6 uygulanmak suretiyle aza hükmedilmesi, uyulan bozma ilamı uyarınca değerlendirme taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihi esas alınarak yapıldığından, hükmedilen bedele de bu tarih itibarıyla faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, Hazine yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyada davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, Hazine yönünden kabulüne, birleştirilen İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/96 Esas sayılı dosyası yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen dava davacılarından ... ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, metrekare birim değerinin en az 1.200 TL olması gerektiğini ve resen gözetilecek nedenlerle kararın bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın öncelikle husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, orman olan bir yere tapu verilmesinin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, bu nedenle davacıların zararının bulunmadığını, tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını, taşınmaza zeytinlik olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, objektif değer artış oranının yüksek alındığını, kapitalizasyon faizinin düşük alındığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; birleştirilen dava davacısı ... vekilinin tüm, davalı Hazine vekilin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen kapama zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla yerindedir.

4. Mahkemece verilen 17.03.2015 tarihli ve 2012/422 Esas, 2015/88 Karar sayılı kararının Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu değerlendirmenin tapu iptalinin kesinleşme tarihi olan 22.09.2003 tarihi itibarıyla yapılması gerektiğinden bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen 12.02.2019 tarihli ve 2018/213 Esas, 2019/65 Karar sayılı kararı üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda değerlendirme tarihine ilişkin bozma yapılmadığı gözetildiğinde değerlendirmenin tapu iptalinin kesinleşme tarihi olan 22.09.2003 tarihi itibarıyla yapılması gerekirken yazılı şekilde yapılması doğru değildir.

5. Kabule göre de; İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü zeytin verileri getirtilip rapor denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Birleştirilen dava davacısı ... vekilinin temyiz taleplerinin reddine,

2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA,

Birleştirilen dava davacısı ...'dan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.