Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9868 E. 2024/3051 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kapama bağ niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değer tespitinde sehven eksik hesaplama yapıldığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan değer tespitinde, taşınmazın metrekare birim değerine %50 objektif değer artışı uygulanırken sehven eksik hesaplama yapıldığı gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/33 Esas, 2023/629 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili ve davalılar ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Tarsus ilçesi, ... Mahallesi, 516 parsel (ifrazen 546 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini, tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2019 tarihli ve 2018/62 Esas, 2019/215 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.02.2022 tarihli ve 2019/2047 Esas, 2022/552 Karar sayılı kararıyla; davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak vekâlet ücretine yönelik düzeltme yapılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kapama bağ niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelirine göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri ile aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin denetiminden geçen, aynı kamulaştırma kapsamında, aynı mahallede bulunan dava konusu taşınmaza komşu olup benzer özellikteki 554 parsel sayılı taşınmaza %50 oranında objektif değer artışı uygulandığı dikkate alındığında, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 50 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük oranda objektif değer artışı uygulanarak eksik bedele hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalılar ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ..., ..., ..., ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arazi değil arsa vasfında olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, hesaplama yapılırken ürün verim miktarının düşük, üretim masraflarının ise yüksek alındığını, çevre il ve ilçe verim ortalamaları dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, % 500 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken % 50 oranında objektif değer artışı uygulanmış olmasının doğru olmadığını, kaldı ki % 50 oranında objektif değer artışına göre yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının % 3 olarak uygulanması gerektiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısmın değer kaybettiğini, hesaplama yapılırken bu hususun da dikkate alınması gerektiğini, kararın kesinleşmesine kadar enflasyon artış oranında faiz işletilmesi gerektiğini, davalıların mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Sulu kapama bağ niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun'un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiş. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa'nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; ''İptal kararları geriye yürümez'' hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; ''Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme itiraz olunması iktiza eylemesine...'' gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; '' Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır'' genel hukukî prensibin hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 10.05.1017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasında başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.

4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin tüm, davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın zemin birim metrekare değeri 52,00 TL olarak tespit edildiği ve bu husus bozma nedeni de yapılmadığına göre, bozma ilamına uyularak taşınmazın m2 değerine % 50 oranında objektif değer artışı uygulandığında 78,00 TL/m2 olacak iken; hesaplamada sehven 75,00 TL/m2 alınması suretiyle eksik kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalılar ... vd.den peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (bir kısım dahili davalılar vekilinin 27.07.2023 tarihli temyiz dilekçesindeki; “Enflasyon artışı oranında faizin hesaplanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili iptal kararının uygulanmadığı Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen “Bozma kararı”nın, “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendinde yazılı olan uygun bulma karar ve gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 12.03.2024