"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/234 Esas, 2023/2817 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/230 Esas, 2022/441 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu Kastamonu ili, ..., ........... Bey Mahallesi 2415 ada 20 parsel ve 2416 ada 13 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından şehir parkı yapılmak suretiyle fiilen el attığını, davacının hissesine düşen kısım bakımından kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tespit edilerek davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taşınmazlarına kamulaştırmasız el atma durumunun olmadığını, taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olması nedeniyle kamulaştırma işlemlerine başlanamadığını, dava konusu taşınmazların imar planında rekreasyon alanı ve kültürel tesis alanı olarak belirlenmiş olması dışında belediyenin bir işleminin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; eski eser niteliğindeki binanın belediye tarafından yıkıldığı iddia edilmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, mülkiyet noktasında belirsizlik söz konusu olduğundan kamulaştırma işlemlerine başlanamadığını, dava konusu taşınmazların belediye kültürel tesis alanı ve rekreasyon alanı olarak belirlenmesine karşın imar planında ticari veya konut olarak işaretlenmiş bir gayrimenkulle maddi bakımdan eş değer tutulmasının mümkün olmadığını, yapının m² birim fiyatının yüksek, yıpranma oranının düşük belirlendiğini, yapının üst katının çöktüğünü ve metruk hale geldiği için maliklerin sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak, emsaller ile dava konusu taşınmazların emlak vergisine esas metrekare birim bedelleri de karşılaştırılmak suretiyle zemin bedellerinin, dava konusu 2415 ada 20 parsel üzerinde bulunan ve tarihi eser niteliğinde olan yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülerek değerinin tespit edilip ıslah da dikkate alınarak taleple bağlı kalınarak davalı idareden tahsiline dair kararda bir isabetsizlik görülmediği; ancak gerekçeli kararın gerekçe bölümünde " Her ne kadar yıkılmış yapının değeri 04.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda 37.476,00 TL, istinaf ilamından sonraki raporda hesaplanan yıkılan yapı değeri olan 128.682,00-TL olarak fazla hesaplanmış olduğu görülmüş ise de; davanın davacı tarafça 06.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 539.405,22 TL ıslah edildiği gözetilerek taleple bağlı kalınarak 06.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği" belirtilmesine rağmen, hüküm bölümünde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesi gerekirken, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hüküm kurulması doğru görülmediği ve harcın davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Kastamonu ili, ..., ...... Bey Mahallesi 2415 ada 20 parsel ve 2416 ada 13 parsel sayılı taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olduğu gibi, üzerindeki yapılara aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. İlk Derece Mahkeme kararına karşı davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulduğu dikkate alındığında davacı idare aleyhine olacak şekilde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
a) (A) ile gösterilen bölümün (1) numaralı bendinde yer alan "Yapı bedeli yönünden fazlaya ilişkin talebin saklı tutulmasına" cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılması;
b) (A) ile gösterilen bölümün (6) numaralı bendinin üç parargrafının hükümden çıkarılması, yerine ''Alınması gerekli 36.846,77 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.024,65 TL, 8.188,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 27.634,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına," cümlesinin yazılması,
c) (A) ile gösterilen bölümün (7) numaralı bendinin hükümden çıkarılması, yerine ''Davacı tarafından yapılan 9.244,05 TL harç ve 1.701,50 TL yargılama gideri toplam 10.945,55 TL'nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, (istinaf ilamı öncesinde takdir edilen 1.263,53 TL'nin tahsilinde tekerrür olmamak üzere) '' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.