"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/587 Esas, 2023/35 Karar
KARAR : Usulden ret
Taraflar arasındaki ana gayrimenkule ait yönetim planının 18 inci maddesinin iptali davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin ....04.2012 tarihli ve 2012/553 Esas, 2015/353 Karar sayılı davanın reddine dair kararının davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi 27.09.2017 tarihli ve 2017/4109 Esas, 2017/6925 Karar sayılı ilamı ile uyuşmazlıkta genel hükümler uygulanacağından görevsizlik kararı verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, tarafların dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi üzerine yargılama İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam etmiştir.
İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, ..., ... üzerindeki ada ve parsellerde bulunan ... adet apartmandan oluşan ... 131 ada 1 parselde kayıtlı 7-8 ve 11 nolu dairenin malikleri olduğunu, imar uygulamasıyla ruhsat ek vaziyet planında 16 adet açık otopark alanı bulunmasına rağmen sitede bir tek otopark alanı dahi açılmadığını, mimari projede otopark alanı olarak gösterilen alanların apartman giriş katlarının bahçesi olarak kullanıldığını, ... Yönetim Planı'nın 18 inci maddesinin "Yukarıda belirtilen 129 Ada 1-2 Parsel, 130 Ada 1 Parsel, 131 Ada, 1-2-3 Parsel, 132 Ada 1-2-3 Parsel, 133 Ada 3 Parsel, 134 Ada 1-2 Parsel 135 Ada 5,6,7,8 Parsel, 139 Ada 1-2-9-10-18-19 Parsel, 1708 Ada 1-2-3-4-5-6-7-10 Parsellerin tümünün 1.bodrum katlarında bulunan bağımsız bölümleri her biri, bağımsız bölümlerin çevresinde (ön ve/veya arka ve/veya yan) bulunan ve sınırları bu Yönetim Planı ekindeki Vaziyet Planlarında belirtilmiş olan bahçe ve alanlarını, tasarruf edecekler ve sadece bu alanların her türlü masraflarının taraflarınca karşılandığı bağımsız bölümlerce kullanılacaktır. Bu Yönetim Planı ekindeki vaziyet planlarında belirtilmiş olan bahçe ve alanların tasarrufu tüm bağımsız bölüm maliklerinin ittifakla kabulü ve taahhüdü ile yukarıda belirtilen tüm ada ve parsellerin 1.bodrum katlarındaki bağımsız bölümlere tahsis edilmiştir. Bu alanlar ortak alan, bu şeyler ortak şey addedilemez." şeklinde olup müvekkillerinin bununla ilgili hiçbir oluru ve taahhüdü bulunmadığını, aksine davacı müvekkilinin Sarıyer Belediyesi İmar Müdürlüğüne Beyoğlu .... Noterliğinin 18.06.2012 tarihli ve ... yevmiye nolu ihtarı ile Sarıyer Kaymakamlığı Tapu Sicil Müdürlüğüne Beyoğlu .... Noterliğinin 18.06.2012 tarihli ve ... yevmiye nolu ihtarını göndererek yapılacak ya da yapılması talep edilmesi muhtemel olan plan değişikliklerine muvafakati olmadığını açıkça belirttiğini, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 2009/12939 Esas, 2010/5919 Karar sayılı kararında projeye aykırı inşaat ve değişikliklerin yönetim planında yer alamayacağını dolayısıyla iptalinin gerektiğinin açıkça belirtildiğini, Tadil kelime anlamı itibariyle doğrultma, doğrulama anlamına, tadilat ise doğrultmalar, doğrulamalar anlamına gelmekte olup dava konusu olan halihazırda hukuka aykırı durumun tadili için Sarıyer Belediyesi'ne başvuruda bulunulduğunu, ancak yapılan bu başvurunun mimari projeye uygun hale getirme, doğrulama değil var olan hukuka aykırı durumu başka bir hukuka aykırı durumla kapatmak için yapılacağından Sarıyer Belediyesine hitaben dava kesinleşinceye kadar 131 ada 1 parsel için tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek öncelikle tadilat projesi için yeniden Sarıyer Belediyesi'ne başvuru yapılmadığından hukuka aykırı durumun yeniden hukuka aykırı bir şekilde değiştirilmesinin önlenmesi için 131 ada 1 parsel için Sarıyer Belediyesine hitaben karar kesinleşinceye kadar tedbir kararı verilmesini, İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, ..., ... üzerindeki ada ve parsellerde bulunan ... adet apartmandan oluşan ... Yönetim Planının 18 inci maddesinin mimari projeye, inşaat ruhsatına ve 634 sayılı Kat Malikleri Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine aykırı olması sebebiyle iptali ile projeye aykırı değişikliklerin eski hale iadesine, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligat yönünden oğlu olan müvekkilinin yurt dışında yaşamakta olduğunu, tebligatın sehven annesine yapıldığını, dava dilekçesinde müvekkilinin kimlik numarasının ve adresinin yanlış yazıldığını, usul yönünden müvekkilinin dosyada taraf olmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin taşınmazı 11 Mayıs 2011 tarihinde mevcut site yönetimi planını okuyarak ve kabul ederek satın aldığını, dava dilekçesinde yer almayan yönetim planı kabul tarihinin çok önceki bir tarih olmasının söz konusu olduğunu, kaldı ki iptali istenen kararların alındığı ve oy kullanıldığı genel kurulda müvekkilinin söz konusu genel kurula katılan bir üye olmadığını, bu nedenle usul açısından böyle bir davanın genel kurula katılıp oy kullanan kat maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, davanın süresi içinde açılmadığını, yönetim planının yazılıp imzalanmasından itibaren 6 ay geçmiş olduğunu, davacıların yaptıkları hukuk yanlışını çok iyi bildiklerinden dava açtıkları 19 davalıya gerek cep telefonlarına SMS olarak gerekse internet ortamında firma antetli mail ile "size karşı açılan bir dava yoktur. Kooperatife açtığımız bir davadan dolayı zorunlu olarak size bilgilendirme tebligatı yapılması zorunluymuş" şeklinde ....01.2013 tarihli yazılar gönderdiklerini, esas yönünden söz konusu taşınmazlar açısından ... Yönetimi muhatap olması gerektiğinden site yönetiminin davaya müdahil olarak resen eklenmesini talep ettiklerini, davanın esas yönünden de geçersiz olduğunu, 634 sayılı Kanun'un 28 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Yönetim Planının değiştirilmesi için bütün kat maliklerinin beşte dördünün oyunun şart olduğunu, yine aynı Kanun'un 1 inci maddesine göre yönetim planının kesin olduğunu, davacıların bunu yapacakları yerde, yıllar içinde ve sonradan tapu müdürlüğüne başvurduklarının dava dilekçeleri ile sabit olduğunu, ayrıca sonuç ve talep kısmının maddeleri irdelendiğinde davacıların asıl gayelerinin Belediye Kararları olduğunun görüldüğünü, idari yargıda açılması gereken dava sürelerini de geçirdiklerinden site yönetimine ve kat maliklerine baskı amaçlı davayı açtıklarını belirterek usul ve esasa aykırı davanın reddine, söz konusu dava site yönetim kurulunu ilgilendirdiğinden ... Yönetim Kurulunun davaya müdahil edilmesine ve yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açma süresinin sona ermiş olduğunu, davanın yönetim planının iptali isteminden ibaret olduğunu, iptali isteminin 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince ancak karar tarihinden itibaren 1 ay içinde ileri sürülebileceğini, toplantıya katılmayan kat malikleri için bu sürenin öğrenme anından itibaren başlayacağını ve herhalde karar tarihinden itibaren altı ayı geçmekle sona ereceğini, davacıların yönetim planından en geç 18.06.2012 tarihinde haberdar olduklarının tartışmasız olduğunu, zira bu tarihte iki ayrı ihtarname keşide ederek durumu Sarıyer Belediyesi İmar Müdürlüğüne ve Sarıyer Tapu Müdürlüğüne bildirdiklerini, davanın husumet yönünden eksik olduğunu, tüm kat maliklerine karşı açılmadığını, kat malikleri kurulu kararının iptali için açılacak davalarda kat malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve husumetin tüm kat maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, dava açılırken husumetin tüm kat maliklerine değil sadece bir kısmına yöneltildiğini, söz konusu eksikliğinin davacıya tamamlattırılması gerektiğini, bahçenin yönetim planı ile kat maliklerinden birinin ya da birkaçının kullanımına bırakılabilecek ortak alanlardan olduğunu, yönetim planı ile müvekkiline ayni hak bahşedilmediğini, iptali talep edilen yönetim planının 634 sayılı Kanun'un aradığı yeterli sayıda kat maliki çoğunluğunca kabul edilerek oluşturulduğunu, Yönetim Planı ile 131 ada 1 parselin "bahçe ve alanların" kullanımı 1/2 hissesine uygun olarak müvekkiline bırakıldığını, Yargıtay'ın istikrar kazanmış kararları gereğince "mutlak ortak alan" olmayan yerlerin mülkiyet veya başkaca ayni hak tesis etmemek kaydıyla Yönetim Planı ile bir ya da birkaç kat malikinin kullanımına bırakılabileceğini, yönetim planında hukuka aykırılık olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddialarını kabul etmediğini, davaya konu kooperatifte kendisinin de davacılar gibi bir kooperatif hissedarı olduğunu, davaya konu olay ile ilgili doğrudan iradesini beyan ettiği herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, sahip olduğu dairenin ikinci katta olduğunu ve davacılar ile benzer konumda olduğunu, bahçe ile bağlantısı olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın şahsı açısından husumet yönünden reddini talep ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için dava konusu olayın tarafı olduğu kabul edilse bile kendisinin Ataşehir'de ikamet ettiğini, söz konusu kooperatiften ise yatırım amaçlı olarak daire aldığını, dava konusu olayla ilgili olarak detaylı bir bilgisi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada davacıların bir hak ve menfaatleri ihlal edilmediği gibi hukuka aykırı bir işlemin de söz konusu olmadığını, dava dilekçesinden de anlaşıldığı gibi buranın bir site yönetimi olduğunu, davanın tüm kat maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, davacının diğer iddialarının asılsız olduğunu, 29.06.2009 tarihinde kooperatif yönetim kurulunun genel kuruldan yönetim planı hazırlanması için yetki aldığını, kooperatif tarafından hazırlanan yönetim planının 30.07.2010 tarihinde tapu kaydına işlendiğini, davacıların 09.02.2011 tarihinde tapu belgesini aldıklarını, davacıların bahsi geçen yerde 2009 yılından beri ikamet etmediğini, bu tarihten beri dava konusu yapılan alanların mevcut olduğunu, davacının belirtmiş olduğu ortak yer olduğunu iddia ettiği alanlar dahil olmak üzere bina içerisinde ve dışında mimari projelerde tadilat yapılmasının söz konusu olmayıp talep dahi edilmediğinin yaptıkları araştırmalardan anlaşıldığını, yine davacının iddia ettiği ortak yerlerin kapıcı, sığınak vb yerlerde mimari proje tadilat yapılmasının söz konusu olmayıp tamamen davacı tarafından çarpıtıldığını, 16 adet açık otopark alanı gösterilmesinin mimari proje gereği olmayıp 1/1000 ölçekli imar planı gereği olduğunu, bu nedenle mimari projelerde tadilat yapılmasının mümkün olmadığını, dava konusu edilen otopark alanlarının binalarla ilgisi olmayıp binaların da ortak yeri, ortak alanı olmadığını, yaptıkları araştırmaya göre 1/1000 ölçekli imar planları 1/5000 üst ölçekli imar planlarına uyarlanmak kaydıyla ilgili belediyesince değişiklik yapılabileceğini, bu itibarla davacıların iddiasının gerçeği saptırmaktan ibaret olduğunu, bahsi geçen otopark alanlarının 2009 yılında 1/1000 ölçekli imar uygulaması sırasında kooperatif mülkiyetinde bulunmakta iken kooperatif tarafından meri mevzuat gereği kamuya terki yapıldığını, dolayısı ile kamuya terki edilen mülkiyeti değişen otopark alanları için kişilerin dava açması veya tasarrufta bulunmasının söz konusu olamayacağını, bu nedenle başkasının mülkiyetinin site ortak mülkiyeti gibi takdim edilmesinin davacıların bir diğer çıkmazı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açma süresinin sona ermiş olduğunu, davanın yönetim planının iptali isteminden ibaret olduğunu, iptali isteminin 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince ancak karar tarihinden itibaren 1 ay içinde ileri sürülebileceğini, toplantıya katılmayan kat malikleri için bu sürenin öğrenme anından itibaren başlayacağını ve herhalde karar tarihinden itibaren altı ayı geçmekle sona ereceğini, davacıların yönetim planından en geç 18.06.2012 tarihinde haberdar olduklarının tartışmasız olduğunu, zira bu tarihte iki ayrı ihtarname keşide ederek durumu Sarıyer Belediyesi İmar Müdürlüğüne ve Sarıyer Tapu Müdürlüğüne bildirdiklerini, davanın husumet yönünden eksik olduğunu, tüm kat maliklerine karşı açılmadığını, kat malikleri kurulu kararının iptali için açılacak davalarda kat malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve husumetin tüm kat maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, dava açılırken husumetin tüm kat maliklerine değil sadece bir kısmına yöneltildiğini, söz konusu eksikliğinin davacıya tamamlattırılması gerektiğini, bahçenin yönetim planı ile kat maliklerinden birinin ya da birkaçının kullanımına bırakılabilecek ortak alanlardan olduğunu, yönetim planı ile müvekkiline ayni hak bahşedilmediğini, iptali talep edilen yönetim planının 634 sayılı Kanun'un aradığı yeterli sayıda kat maliki çoğunluğunca kabul edilerek oluşturulduğunu, Yönetim Planı ile 131 ada 1 parselin "bahçe ve alanların" kullanımının bir kısım kat maliklerine bırakıldığını, Yargıtayın istikrar kazanmış kararları gereğince "mutlak ortak alan" olmayan yerlerin mülkiyet veya başkaca ayni hak tesis etmemek kaydıyla yönetim planı ile bir ya da birkaç kat malikinin kullanımına bırakılabileceğini, Yönetim Planında hukuka aykırılık olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olup zamanında açılmadığını, yapılan genel kurulun 07.10.2012 tarihli olup süresi içerisinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, kendisinin de avukat olduğunu, avukatların baro yönetim kurulunun izni alınmadan başka bir avukat aleyhine dava açamayacağını, her ne kadar dava dilekçesinde malik olduğu yazılı ise de tapu kayıtlarında malik olmadığının, ortak olduğunun görüleceğini, söz konusu dairenin malikinin dava açıldığı tarihte kooperatif olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen ... Yönetim Planı daire maliklerince değil site ve kooperatif yöneticilerince düzenlendiğini, düzenlenen site yönetim planında malik olarak imzası bulunmadığını, davaya konu işlemin kat maliklerince değil kooperatif ve site yönetimince alınmış bir karar olup kooperatif ve site yönetimince uygulandığından davada kat maliklerinin dolayısı ile kendisinin davalı sıfatı olmadığını, 07.10.2012 tarihinde yapılan toplantı tutanağı incelendiğinde davaya konu olan yönetim planı değişikliğine tarafınca toplantı sonrasında muhalefet şerhi düşüldüğünü, bu uygulamayı kabul etmediğini tutanakla imza altına alındığını, bu durumda da aykırılık iddiası ile aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davaya konu gayrimenkullerin üzerinde inşa edildiği arsanın ... Kooperatif Adı altında üyelerini ev sahibi yapmak amacı ile kurulan kooperatifçe satın alındığnı, üzerinde yapılacak meskenler için yüklenici .... A.Ş. ile anlaşmış ve taraflar arasında sözleşme yapılmış, daha sonra da bu sözleşmelere ek olarak gelişen olaylara göre ilaveler yapılmış olduğunu, kooperatifin henüz tasfiye edilmemiş olup faaliyetine devam ettiğini, meskenlerin yapılarak kooperatife devrinden sonra yüklenici firma ile kooperatif arasında ihtilaflar çıktığını, yüklenici firma ile birçok kez mahkemelik olunduğunu, son olarak yüklenici .... A.Ş.'nin vaziyet planı ile imar planlarında kendi lehine olarak yapmış olduğu iyileştirmelerin yapılan sözleşme gereği tahkim yolu ile çözümlenmesi için açılan davanın Ankara'da devam etmekte olup henüz bir sonuca bağlanmadığını, eldeki davanın sadece Mimoza Apt.'nı kapsadığı halde tahkimde görülen davada tüm kooperatifi kapsadığından öncelikle bu nedenle de davanın reddi gerektiğini belirterek haksız, yersiz ve mesnetten yoksun davanın öncelikle usulden, usuli itirazlarının kabul edilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
7. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; ... Yönetim planı 2010 yılında kat irtifakı kurulabilmesi amacıyla kooperatifimiz ve ... A.Ş tarafından hazırlandığını, hazırlanan bu planın kooperatifin genel kurulunda görülmüş ve bu şekliyle karar altına alınmış olduğunu, site yönetim planında mimari proje ve inşaat ruhsatına aykırılık teşkil eden bir durum bulunmadığını, tadilat projeleri ile site içerisinde kat otopark yapılması ile sosyal donatı alanlarının arttırılması planlandığını, davaya konu blok içerisinde bulunan şahsına ait dairenin alt katta olup bahçelerle bir ilgisi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
8. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açma süresinin sona ermiş olduğunu, davanın yönetim planının iptali isteminden ibaret olduğunu, iptali isteminin 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince ancak karar tarihinden itibaren 1 ay içinde ileri sürülebileceğini, toplantıya katılmayan kat malikleri için bu sürenin öğrenme anından itibaren başlayacağını ve herhalde karar tarihinden itibaren altı ayı geçmekle sona ereceğini, davacıların yönetim planından en geç 18.06.2012 tarihinde haberdar olduklarının tartışmasız olduğunu, zira bu tarihte iki ayrı ihtarname keşide ederek durumu Sarıyer Belediyesi İmar Müdürlüğüne ve Sarıyer Tapu Müdürlüğüne bildirdiklerini, davanın husumet yönünden eksik olduğunu, tüm kat maliklerine karşı açılmadığını, kat malikleri kurulu kararının iptali için açılacak davalarda kat malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve husumetin tüm kat maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, dava açılırken husumetin tüm kat maliklerine değil sadece bir kısmına yöneltildiğini, söz konusu eksikliğinin davacıya tamamlattırılması gerektiğini, bahçenin yönetim planı ile kat maliklerinden birinin ya da birkaçının kullanımına bırakılabilecek ortak alanlardan olduğunu, yönetim planı ile müvekkiline ayni hak bahşedilmediğini, iptali talep edilen yönetim planının 634 sayılı Kanun'un aradığı yeterli sayıda kat maliki çoğunluğunca kabul edilerek oluşturulduğunu, Yönetim Planı ile 131 ada 1 parselin "bahçe ve alanların" kullanımının bir kısım kat maliklerine bırakıldığını, Yargıtayın istikrar kazanmış kararları gereğince "mutlak ortak alan" olmayan yerlerin mülkiyet veya başkaca ayni hak tesis etmemek kaydıyla yönetim planı ile bir ya da birkaç kat malikinin kullanımına bırakılabileceğini, Yönetim Planında hukuka aykırılık olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
9. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davanın tüm kat maliklerine yöneltilmesi gerekirken sadece bir kısım kat maliklerine yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yönetim planı ile taşınmazların giriş katlarındaki hak sahiplerine tahsis edilen ortak alanların o taşınmaz sahiplerine bir ayni hak tesis etmediğini, sadece kullanma hakkı verdiğini, bu durumun davacının kendi taşınmazından yararlanmasını engelleyici veya rahatsız edici bir durum olmadığını, bu konunun keşif icrasıyla da ortaya çıkacağını, giriş katındaki bahçe niteliğinde yerin ayni hak tesis etmeksizin giriş kat maliklerinin kullanımına bırakıldığını, bunun yanında davalı müvekkilinin taşınmazının giriş katta bulunmadığını, dava konusu somut durumun müvekkilinin dışında gelişen bir durum olduğunu belirterek davanın öncelikle usul yönünden, aksi halde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, tüm kat maliklerinin davaya dahil edilmesinin gerekli olmadığını, anataşınmaza ait yönetim planında toplu yapı temsilciler kuruluna yönetim planı değişikliği ile ilgili karar verme noktasında yetki verildiğinden sadece toplu yapı temsilciler kurulunun davaya dahil edilmesinin yeterli olacağını, aksi halde yargılamanın uzayarak usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil edeceğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yönetim planı maddesinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 634 sayılı Kanunu'un 28 inci ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı tarafça anataşınmaza ait yönetim planı maddelerinin iptalinin talep edilmiş olduğu anlaşılmakla, bu tür davalarda kurulacak hüküm tüm kat maliklerinin hukukunu ilgilendirdiğinden pasif husumetin tüm kat maliklerine yöneltilmesi zorunludur. 634 sayılı Kanun'un 28 inci maddesinin birinci fıkrasına göre yönetim planı anataşınmazın yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ilişkin diğer hususları düzenleyen ve tüm kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmündedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, davacının Mahkemece verilen kesin süreye rağmen, kat maliklerini davaya dahil etmemesi sebebiyle yazılı olduğu şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğrudur.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.