"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2588 Esas, 2023/2556 Karar
DAVA TARİHİ: 09.02.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/442 Esas, 2023/557 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi 8043 ada 3 parsel sayılı davacının hissedarı olduğu taşınmazın davalı idare tarafından imar planında "okul alanı" olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırma yapılmadan taşınmaza hukuken el atıldığını, davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza fiili el atmanın söz konusu olmadığını, hukuki el atma nedeniyle açılacak davalarda ise görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, imar planında okul alanı olarak ayrılan taşınmazların Hazine adına tescil edileceğini, davalı ... Bakanlığına tahsis edilmesi için herhangi bir bedel ödenmediğini, yine ilgili mevzuat hükümleri gereğince eğitim alanlarının kamulaştırma işlemlerinin mücavir alan sınırları içinde Belediyece yürütüleceğini, bu işlemlerin yapılmaması nedeniyle kişilerin mağduriyete uğraması durumunda söz konusu mağduriyeti giderecek olan kurumun belediyeler olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı idare aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde de açılmadığını, zamanaşımına uğradığını savunarak reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, davalı idareye tahsisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaza fiili el atma söz konusu olmadığı gibi davacı idarenin kullanım hakkını etkileyecek hukuki el atmadan da söz edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup hükme esas alınamayacağını, rapora karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, hüküm altına alınan tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, uygulanan faizin ve faiz başlangıç tarihinin kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın imar planında "okul alanı" olarak tahsis edildiği, ancak taşınmaza fiilen el atılmadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10 uncu maddesi amir hükmü uyarınca, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde tahsis edilme amacına uygun olarak kamulaştırılmaması hâlinde, malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanacağından taşınmaz bedelinin ödenmesi gerektiği, buna göre davaya konu taşınmaza hukuken el atılmış olmakla, davalı idareye husumet yöneltilerek işin esasına girilip emsal karşılaştırması yapılması suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaza fiili el atma söz konusu olmadığı gibi davacı idarenin kullanım hakkını etkileyecek hukuki el atmadan da söz edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup hükme esas alınamayacağını, rapora karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, hüküm altına alınan tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığını, davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde 1 inci ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporundan, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, taşınmazın 15.07.2003 onay tarihli imar planında "okul alanı" olarak ayrıldığı ve uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı kabul edilip, 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 inci maddesindeki düzenleme de gözetilerek kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü doğru görülmüştür.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen itirazların temyiz sebebi yapılamayacak olmasına göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
5. Buna karşın; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza, değerlendirme tarihi 09.02.2022 tarihi olduğu halde 27.05.2022 tarihi değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, farklı mahallede ve uzak mesafede bulunan taşınmaz emsal alınmak suretiyle 4.800,00 TL/m² değer biçilmiş olup, dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından aynı taleple Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/103 Esas, 2022/779 Karar sayılı dosyasında açılan davada, aynı değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza 1.202,38 TL/m² değer biçildiği ve işbu bedelin Dairemizin 2023/4127 Esas, 2023/10308 Karar sayılı ilamı ile denetiminden geçerek onandığı dikkate alındığında, rapor inandırıcı ve hüküm kurmaya yeterli değildir.
6. Bu durumda, bilirkişi kurulundan paydaş dosyasında aynı değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen güçlü delil niteliğindeki m² birim bedelden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.