Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1176 E. 2025/880 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının ortak alana yaptığı imalatların kat mülkiyeti kanununa aykırı olduğu iddiasıyla müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından sunulan muvafakatnamenin niteliğinin ve imalatların yapıldığı tarihte tüm kat maliklerinin 4/5’inin rızasının bulunup bulunmadığının denetlenmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1254 Esas, 2023/2269 Karar

DAVA TARİHİ : 18.05.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 2. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/320 Esas, 2021/132 Karar

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hâle getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.01.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ortak alan olan bahçeye, tüm kat maliklerinin muvafakatini almadan, iskana ve onaylı mimari projeye, yönetim planına aykın olarak taş döşediğini, beton oturma alanları ile havuz inşa ettiğini, davalıya söz konusu yerlerin ortak alan olduğu, yönetim planı ve projede bu yönde bir düzenlemenin yapılmadığı ve hiçbir kat malikinin mevcut duruma onay vermediği havuz kullanımından dolayı meydana gelen gürültü nedeniyle kat maliklerinin rahatsız olduğunun bir çok kez izah edildiğini, davalının söz konusu uyarıları dikkate almadığını, olumlu bir adım atmak yerine evini kiraya vererek ortak alana müdahalesine devam ettiğini belirterek haksız müdahalesine devam eden davalının ortak alana müdahalesinin önlenerek eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının mesken nitelikli bağımsız bölümünü 20.03.2015 tarihinde müteahhi...,...Adi Ortaklığından bugünkü kullandığı haliyle satın almış olduğunu, dava konusu edilen bahçedeki taş döşeli alanın, oturma alanın ve havuz imalatlarının site kurulurken yani müvekkil henüz kat maliki olmadan arsa sahibinin isteği ve onayıyla müteahhit tarafından yapıldığını, bağımsız bölümlerin ilk sahipleri olan...ve .....adi ortaklığının oybirliği ile imzaladıkları 01.07.2014 tarihli muvafakatnameye göre; ana taşınmaz üzerinde imal edilmiş olan ve sadece ilgili meskenlere tahsis edilen, oturma alanı, 3 adet havuz, bahçe zemin taş döşemeleri ve depolar konusunda, herhangi bir çekişme ve uyuşmazlık çıkarılmayacağını, varlıkları ve kullanımlarının engellenmeyeceğini, dava açılamayacağını kabul beyan ve taahhüt edildiğini, şimdiye kadar ortak alanların kullanımı ile ilgili sorunun olmadığını, davacının kat maliki olduğu tarihten itibaren ortak alandaki bu yerlere karşı çıkmadığını, hatta dava konusu oturma alanı ve havuzu kendisi de kullandığını belirterek davacının davayı açmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, dava açma hakkının kötüye kullanıldığını, ortak bahçeye taş döşenmiş olmasının bahçenin niteliğini değiştirmediğinden, müdahale sayılmayacağını, davacının iddia ettiği gürültü ve uyarılar sonrasında müvekkilin dikkat ettiğini ve özür dilediğini, davalının davanın açıldığı yıl içerisinde taşınmaza hiç gelmediğini, üçüncü kişiye taşınmazı 1 yıllığına kiraladığını ve gürültü nedeniyle kiracıdan davacının şikayetçi olmadığını, dava konusu bahçe taş döşeme oturma alanı ve havuz imalatına diğer tüm kat maliklerinin onay verdiğini, benzer şekilde diğer bloklardaki bağımsız bölümlerin yararlandığı taş döşenmiş bahçe ve küçük havuzların bulunduğunu, dava konusu imalatlar ile ilgili diğer kat maliklerinin yazılı onayları gerekli olur ise diğer kat maliklerinden temin edilip dosyaya sunulabileceğini, ana taşınmazın deniz yönündeki bahçelerine girişlerin, sadece bodrum katlardaki meskenlerden mümkün olduğunu, resmi projenin de bu şekilde olduğunu, davacı tarafın dava konusu ettiği havuz ve taş döşemesi bulunan bahçeye kot farkından dolayı girip çıkamadığını ve fiziksel olarak kullanamadığını dolayısıyla davacının kot farkı nedeniyle kullanamadığı bu alanla ilgili dava açmakta hukuki bir yararının da olduğunun söylenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 04.01.2021 havale tarihli hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile davalının taşınmazındaki imalatların ortak alana müdahale niteliği taşıdığının ispatlandığı ve davalının sunduğu muvafakatnamenin de taşınmazların yapımı aşamasında ilk malikler tarafından verildiği ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) aradığı 4/5 çoğunluğun sağlamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli incelemenin yapılmadığını, ayrıca cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarladıklarını, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızasına dayalı olarak başlanmış veya bitirilmiş inşaat, onarım ve tesislere, bağımsız bölümü sonradan devralan yeni malikin, kendisinin rızası bulunmadığı gerekçesiyle karşı çıkamayacağını, dava konusu imalatların önceki kat maliklerinin oybirliği ile imzaladıkları "01.07.2014 tarihli yazılı muvafakatname" gereği uyuşmazlık dışı bırakıldığı gözetilerek açılan davanın reddi, yine, dava konusu bahçedeki imalatların, arsa sahibinin onayıyla müteahhit tarafından yapıldığı, davacının da sonradan bağımsız bölüm satın almak suretiyle kat maliki sıfatını kazanırken bu imalatları görüp kabullendiğini, hatta dava konusu imalatlardan geçmiş yıllarda istifade ettiğini ve zımnen kabul gösterdiğinin açık olduğunu, davacının dürüstlük kuralına aykırı şekilde dava açma hakkını kötüye kullanarak bu davayı açtığı gözetilerek davanın reddi ve dava konusu imalatların yapıldığı bahçeye girişin, mimari proje gereği sadece davalıya ait bodrum kattaki meskenden mümkün olduğunu, bodrum kat meskenlerin imal ediliş biçimi ve arazinin eğimi nedeniyle yapılmış site içi duvarlar ve çevre duvarları ve yükseklik/kot farkı sebebiyle, davacının dava konusu bahçeye girmesinin ve fiziksel olarak kullanmasının mümkün olmaması sebebiyle müdahalenin önlenmesini talep etmesinde hukuki menfaatinin olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile söz konusu imalatların ortak kullanım alanı içinde kaldığının tespit edildiği, davalı tarafın ileri sürdüğü muvafakatnamede 6 bağımsız bölüm kat malikinin imzasının bulunduğu, diğer kat maliklerinin ve davacının bir onay ve imzasının yer almadığı gibi bu muvafakatnamenin Kanun'da aranan 4/5 çoğunluk onayını da sağlamadığının anlaşıldığı, davalının, ortak kullanım alanı olan bahçe alanına havuz yapmak, taş döşemek, beton oturma alanları oluşturmak şeklindeki eyleminin 634 sayılı Kanun'da belirlenen ortak kullanım alanına müdahale niteliğinde olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinden inşaat, onarım ve tesisler yaptıramaz.

3. Mahkemece öncelikle 01.07.2014 tarihli muvafakatnamenin niteliği değerlendirilmelidir. Sonrasında 01.07.2014 tarihli muvafakatnamenin verildiği tarihi itibarıyla tüm kat maliklerini gösterir tapu kayıtları getirilerek kat maliklerinin 4/5'inin muvafakatının bulunup bulunmadığı denetlenip, bulunduğunun anlaşılması halinde Mahkemece eski hâle getirilmesi istenen imalatların muvafakatnamenin verildiği tarih itibarıyla yapılıp yapılmadığı ayrıca yapılan imalatların muvafakatname kapsamında olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.