Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1224 E. 2024/7004 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki yüzölçümünün gerçeğinden fazla olması nedeniyle alıcı tarafından 4721 sayılı TMK m. 1007 uyarınca Hazine'den tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki yüzölçümünün gerçeğinden fazla olmasına rağmen, satış ilanında "yüzölçümü düzeltmesi vardır" şerhinin satış memuru tarafından yazılmaması nedeniyle oluşan zararın tapu memurunun değil, satış memurunun hatasından kaynaklandığı ve bu nedenle 4721 sayılı TMK m.1007'deki Hazine'nin kusursuz sorumluluğunun söz konusu olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/795 Esas, 2023/1179 Karar

DAVA TARİHİ: 16.02.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/103 Esas, 2022/153 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Antalya ili, ..., ... Mahallesi 131 parsel sayılı taşınmazı Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2018/3 Ortaklığın Giderilmesi Satış dosyası ile 22.06.2018 tarihinde yapılan açık artırmada 399.500,00 TL bedelle satın aldığını, davacının taşınmazı satın alırken mahkeme satış dosyasında ve tapu kayıtlarında taşınmazın yüzölçümünün 22.350,00 m² olarak kayıtlı olduğunu ve bedelin, harç ve masrafların bu yüzölçüm üzerinden hesaplandığını, davacı tarafından 15.02.2021 tarihinde yaptırılan teknik ölçümde taşınmazın alanının eksik olduğunun anlaşıldığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından dolayı şahısların uğradığı zararlardan Devletin sorumlu olacağını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın açık artırma ile satın alınırken belirtilen yüzölçümü ile gerçek yüzölçümü arasındaki farkın bedelinin ve yine davacının açık artırma nedeniyle ödemiş olduğu harç ve masrafların eksik olan kısma tekabül eden miktarlarının tazminat olarak davacının bedelleri, harç ve masrafları ödediği tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın satıştan itibaren iki yıllık süre içinde açılması gerektiğini, satışın gerçekleştiği tarih 22.06.2018 tarihi olup dava açıldığı tarih itibarıyla alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın DSİ 13. Bölge Müdürlüğünün "... Çayı Taşkın Koruma Projesi" kapsamına alındığını, yapılan kontrolde yüzölçümünün 12.300,00 m² olarak düzeltilmesi gerektiğinin saptandığını ve Kadastro Müdürlüğünün 28.05.2015 tarihli ve 465906 sayılı yazısı ile düzeltme yapmak üzere ... Tapu Müdürlüğüne gönderildiğini, tapu kaydının beyanlar hanesine "yüzölçüm düzeltmesi vardır" şerhi konulduğunu, 02.06.2015 tarihli ve 9972 yevmiye numaralı işlemle de "arazi toplulaştırılması kapsamındadır" şerhi konulduğunu, taşınmazın yüzölçümünde düzeltme olduğu şerhinin taşınmazın satışının gerçekleştiği anda tapunun beyanlar hanesinde mevcut olduğunu ve davacının bu hususu bilerek satın aldığını, ayrıca dava konusu taşınmazın değerini ve uğradığı zararı bilmesi gerektiğinden davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin ve ıslah yoluyla talebin arttırılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın öncelikle zamanaşımından olmak üzere reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın satıştan itibaren iki yıllık süre içinde açılması gerektiğini, satışın gerçekleştiği 22.06.2018 tarihi olup dava açıldığı tarih itibarıyla alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın DSİ 13. Bölge Müdürlüğünün "... Çayı Taşkın Koruma Projesi" kapsamına alındığını, yapılan kontrolde yüzölçümünün 12.300,00 m² olarak düzeltilmesi gerektiğinin saptandığını ve Kadastro Müdürlüğünün 28.05.2015 tarihli ve 465906 sayılı yazısı ile düzeltme yapmak üzere ... Tapu Müdürlüğüne gönderildiğini, tapu kaydının beyanlar hanesine "yüzölçüm düzeltmesi vardır" şerhi konulduğunu, beyanlar hanesinin herkese açık olduğunu, herkesin bilebileceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için açıldığı tarih itibarıyla uyuşmazlığına konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğini, davacının değeri bilememesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazların dikkate alınmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı yan, tazminat istemine konu 131 parsel sayılı taşınmazın Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2018/3 Ortaklığın Giderilmesi Satış dosyası ile 22.06.2018 tarihinde yapılan açık artırmada satın aldığı ve satın alırken mahkeme satış dosyasında ve tapu kayıtlarında taşınmazın yüzölçümünün 22.350,00 m² olarak kayıtlı olduğu ve bedelin, harç ve masrafların bu yüzölçüm üzerinden hesaplandığını ancak sonrasında yaptırılan teknik ölçümde taşınmazın yüzölçümünün tapu kaydında yazandan daha az olduğun ortaya çıktığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunmuş ve gerçekten davacının taşınmazı satın aldığı tarihte tapu kaydında yazılı yüzölçümünün 22.350,00 m² olduğu ve İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sonrasında sunulan harita mühendisi bilirkişi kurulu raporuna göre ise gerçek yüzölçümünün 12.300,00 m² olduğu belirlenmiş ise de; dosya arasında bulunan söz konusu satış dosyası kapsamına göre taşınmazın, ortaklığın giderilmesi davası sonrasında davacı tarafından 06.12.2018 tarihli ve 18356 yevmiye sayılı satış işlemiyle satın alınarak 2018 yılında adına tapuya tescil edildiği; taşınmazın tapu kaydında, davacı tarafından satın alındığı tarihten daha önce olmak üzere 02.06.2015 tarihli 6419 yevmiye numaralı işlemiyle parselin tapu kaydının beyanlar hanesine “yüzölçümü düzeltmesi vardır” şerhi konulmuş olup, taşınmazın bu şerhten daha sonraki bir tarihte yapılan satış işlemiyle davacı tarafından satın alınmış olunması nedeniyle satış tarihinde de bu şerh tapu kaydında yer almakla birlikte, Antalya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu tarafından yapılan 2018/3 satış sayılı 10.05.2018 tarihli Taşınmaz Açık Artırma İlanında söz konusu taşınmazın "Kaydındaki Şerhler" bölümüne, tapu kaydında yer aldığı halde “yüzölçümü düzeltmesi vardır” şerhinin bulunduğunun yazılmadığı, dolayısıyla tapu kaydındaki "yüzölçümü düzeltmesi vardır" şerhi, tapu memurunun hatalı işlemiyle değil, Satış Memurluğu tarafından yapılan Taşınmaz Açık Artırma İlanına satış memuru tarafından yazılmaması nedeniyle açık artırma ilanında yer almadığından, tapu memuru tarafından yapılan hatalı bir işlemin bulunmadığı, tapu memurunun satış gereğini yerine getirdiği; dolayısıyla davacının uğradığını iddia ettiği zararın, tapu memurunun hatalı ya da hukuka aykırı bir eylem veya işleminden kaynaklanmadığı; satış memurluğu görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının ise 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde düzenlenen tazminat davaları kapsamında bulunmadığı; bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı olarak açılan eldeki davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle özetle; davacı taşınmazı satın alırken, Mahkeme satış dosyasında ve tapu kayıtlarında taşınmazın yüzölçümü 22.350,00 m² olarak kayıtlı olduğu ve yine bedelin, harç ve sair masrafları da o miktar nazara alınarak ödendiği, açık artırma sonunda davacı tarafından taşınmazın bedeli, harç ve masrafları da davacı tarafından ödenmek suretiyle tapu tescilinin sağlandığı, ancak davacı tarafından 15.02.2021 tarihinde yaptırılan teknik bir ölçüm sonucu taşınmazın alanının satın alınan yüzölçümünden çok daha eksik olduğu anlaşılınca eldeki davanın açıldığı, davacının dava konusu yeri, ortaklığın giderilmesi dava dosyasındaki ve tapu kaydındaki alana göre iyi niyetli olarak satın aldığı, daha az yözölçümlü bir yerin tapusunu 22.350,00 m² olarak satın alan ve harç ve masraflarını da satın aldığı 22.350,00 m² miktara göre ödeyen davacının zararının oluştuğunu, davacının zarar miktarının dava tarihindeki değeri olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından dava değer arttırımı talebi nazara alınarak davanın kabulü yönünde verilen kararın isabetli olduğu böylece Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, kararın davacı lehine düzeltilerek onanması, olmadığı takdirde davacı lehine bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.