Logo

5. Hukuk Dairesi2024/134 E. 2024/5965 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin acele el koyma kararı sonrası kamulaştırma işlemlerini tamamlamadığı taşınmaza ilişkin olarak, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tespiti ve tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taşınmazın değerinin bilirkişi raporuna uygun olarak belirlendiğini, usul ve yasaya uygun şekilde davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, ayrıca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerin bozma gerekçesi oluşturmadığını değerlendirerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/748 Esas, 2023/1479 Karar

DAVA TARİHİ: 06.02.2020

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/78 Esas, 2021/887 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle...Mahallesi 1013 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 1056 parsel sayılı 116.964,23 m² yüzölçümlü taşınmaza ilişkin davalı idarenin talebi üzerine Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/26 Değişik İş sayılı dosyasında acele el koyma kararı alındığını, müvekkillerine toplam 4.243.904,00 TL bedelin ödendiğini, acele el koyma kararından sonra müvekkilleri ile davalı idare arasında bedel konusunda herhangi bir anlaşmaya varılamadığı gibi, Yargıtay kararlarıyla kabul edilen acele el koyma kararının verildiği tarihten itibaren 6 aylık makul süre içinde davalı idare tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının da açılmadığını, böylece davalı idarenin haklı müdahalesinin haksız hale geldiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tespit talep tarihi olan 13.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için talep edilen en yüksek faiz oranı ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın faiz yönüyle hatalı olduğunu, alacağa fiili el koyma tarihi olarak kabul edilmesi gereken Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/26 değişik iş sayılı dosyasındaki tespit talep tarihi olan 13.04.2018 tarihinden itibaren kamu alacakları için geçerli en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın değer tespitinin eksik yapıldığını, dava konusu taşınmaz ile emsaller arasında gerekçeli ve somut sebeplere dayanan bir mukayese yapılmadığını, taşınmaza yüksek bedel biçildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu, kamulaştırmasız el atma davalarında değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından bedelin tamamına dava tarihinden yasal faiz yürütülmesinin doğru olduğu, böylece İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kamu düzeni ilkesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 999 uncu maddesi gereği davacıların murisinin hissesinin yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken tescile hükmedilmesi doğru görülmeyerek düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.